Oyuncunun Gücü: Anlatımda Tonlama Özelliği.

Oyuncunun Gücü

Bir oyuncu, olayları seyirciye aktarırken iki türlü anlatım aracı kullanır. Bunlardan birisi sessel anlatım, ikincisi bedensel anlatımdır. Her iki birim uyumlu kullanılırsa, izleyene başarılı anlatım verilmiş olur. Sözcüklerin önemi çok büyüktür. Sizin söyleyeceğiniz ve karşınızdaki kişinin söyleyeceği sözcüklerin tam olarak algılanıp anlatılması gerekir.

Bir aktör ‘Oyuncunun Gücü’ nü kullandığında, sözcüklerin ruhuna girer. Böylelikle kendi ruhuna ve yazarın anlatmak istediği gizli alanlara götürür tüm izleyenleri. Gerektiği yerde suskuları da kullanan oyuncu izleyeni, yaşatmak istediği alana götürüp yaşatır adeta. Suskuların mantıklı kullanılmaması durumunda oyun, anlaşılmaz biçime gelir. Olaylar hem oyuncu için hem de izleyen için yaşanmaz olur. Yani suskuların kullanılması da hayati önem taşır

Yaşamda insanlar sürekli hareketlilik ve eylemler içindedirler. Bu yaşamın gereğidir bir bakıma. Sabah uyanıp yataktan kalkmakla başlar eylemler ve yüz yıkamak için musluğun açılması, kurulanması, kahvaltı hazırlığı ve yenmesi, evden çıkıp işe gidilmesi, konuşmalar, konuşmaların içeriğindeki ses tonlarına etki tepki durumları vs. gibi devam eder.

Kamera önünde ve sahnede doğal olmak durumundadır oyuncu. Yapılan eylemin iyi bir denetim içinde kullanılması doğallığı kazandırır. Doğallık, yaşam içinde insanların kural dışı eylemlerinin sahneye ya da kamera önüne taşınması ile anlatılmış olmaz. İnsanların yanlışını doğallık olarak kabul edemeyiz. Ancak böyle bir kişilik taşıyorsa rol, onun gözlemlendiği biçimde uygulanması gerekir. Yapmacık hiçbir şey yapılmamalıdır. Bu oyuncu’luğa aykırıdır. Kamera önünde ve sahnede yapılacak her eylemin bir mantığının olması şarttır.

İnandırıcı Güç:

Oyuncular, kamera önünde ve sahnede, oynadıkları oyunun ve senaryonun bir metin olduğunu bilirler. Canlandırdıkları kişiler ve olaylar genellikle gerçek değildir. Üstlenilen rolün uygulamasında, “Eğer ben olsaydım nasıl davranır ne yapardım?”  sorusunu kendisine sorarak, rolün amacı ile kendi amacını birleştirip rolünü, yanıtı ile gerçekleştirebilmelidir. Ancak böylelikle canlandıracağı role inanır ve inandırır.

Her insanda var olan hayal gücü en önemli duyularımızdandır. Bunun geliştirilmesi, oyuncunun en önemli çalışmalarından biri olmalıdır. Yaşadıklarımızı, duyduklarımızı ve gördüklerimizi beynimizde geliştirerek yapılan hayal etme egzersizleri hayal gücümüzü geliştirir.

 

 

 

 

 

Tekerlemeler ve Oyunculukta Artikülasyon Gelişimi

Tekerlemeler

Söylem adına yapacağımız çok önemli çalışmalardandır.

Telaffuzu güçlendirir, söyleme akıcılık verir, dudak tembelliğinden alıkoyar, söylemimizi kolaylaştırır. Sırasıyla kesinlikle ezber yapmanızı isteyeceğimiz bu tekerlemeleri siz de üretebilirsiniz. Tekerlemeleri çalışırken açık hece kapalı hece düzeneğini kesinlikle uygulamanız gerekir. Heceler ağzınızdan anlaşılır biçimde çıkmalıdır.

Bazı tekerlemeler:

1 – Al bu takatukaları takatukacıya götür. Takatukacı takatukaları takatukalamam derse takatukacıdan takatukaları takatukalattırmadan getir.

 2 – A be kuru dayı, ne kuru sarı darı bu darı a be kuru dayı be kuzum?

 3 – Bir berber bir berbere, – Bre berber, gel beraber, Berberistan’ da bir berber dükkânı açalım demiş.

4 – Baldıran dalları ballandırmalı mı, ballandırmamalı mı? Sonra, o bala dala baldıran dalları dallandırmalı mı ballı dala dallandırmalı mı?

 5 – Bizim damda beş boz başlı beş boz eşek var,  sizin damda da beş boz başlı beş boz ördek var. Bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördek, sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe, siz de bizim gibi beş boz başlı beş boz ördek misiniz demiş.

 6 – Çatalca’ da topal çoban, çatal yapıp çatal satar, niçin Çatalca’ da ki topal çoban, çatal yapıp çatal satar?

 7 – Çilingir çiftlikteki çilli çilekar çingene, çipile çıpıla çilingir çiftçiye çifte attı.

8 – Dilber dikişçi,Dilbaz dindar Dilaver’e; Dilbaz davlumbaz dişlerini değiştir, dikişini dikmem sonra demiş.

 9 – Dört deryanın deresini dört dergâhın derbendine devrederlerse, dört deryadan dört dert, dört dergâhtan dört dev çıkar.

10 – Elalem elli ala dana aldı aladanalandı da biz elli aladana alıp aladanalanamadık. Eğer eskici Ercüment evleri eşelemeseydi, eşsiz erguvanları Esra’ya ebegümecilettirmezdi. Ebegümecilettirmeseydi elli aladana alır aladanalanırmıydık ?

11 – Fakat firketeci Fikret, fırtına Fehmi, farfara fareler, falancanın filanını familyası falsosuz fitneci Fitnat ile fakir fabrikada fiskoslaştılar.

12 – Geçen gece Gemerek’ten Gediz’e gelen Gebze’li gezginci, gizemcilerden gitarist gamzeli Gamze, gençlere, gerçekdışılıkla gerekli geyiklerle gerçeğin gerçeküstünü gördü.

13 – Horasan’lı hoppa hoca, hokkabaz hoyratlarının hotozuna hoşgörüsüyle hoşafları döktü.

14 – İbiş ile Memiş mahkemeye gitmiş. Mahkemeleşmişler mi, mahkemeleşmemişler mi?

15 – Bir tarlaya kemeken ekmişler. İki kürkü yırtık kel kör kirpi dadanmış. Biri, kürkü yırtık erkek kel kör kirpi,  öteki dişi kürkü yırtık kel kör kirpi. Kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürkünü,  kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürküne, kürkü yırtık dişi kel kör kirpinin yırtık kürkünü, kürkü yırtık erkek kel kör kirpinin yırtık kürküne eklemişler.

16 – Müessese müdürü Müştak, mühim mübadelede mücadelesiyle Mübadi Müşerref Mükerrem’i mükemmel müdafaa etti.

17 – Polatlı’lı poturan pokerci polis pokerde, Portekiz’li pokerci posbıyık politikacıyı pohpohlayarak, portföyüne pusulasını püskürttü.

18 – Romanyalı romantik romancı roman Roza Romada, rengeyik Rıza’ya rahat rahat ranza yaptı.

19 – Salepçi saf Sadık, sahtekâr süslü sabuncu Saliha’ya, salyalar saçarak sağlam saplı saldırmasını saldırıp sapladı.

20 – Şaklaban şamdancı Şerife Şadan, şatafatlı şezlongunda şaşmaz şakrak şairleri, şarapçısının Şanlı Şafak şarabıyla şaşırttı.

21 – Tokat’lı tombalacı toparlak tombala Tarık, torbasını toparlarken tombalak toplu torununun topacını torbasına tıktı. 

22 – Vurguncular vurgunda vuruştular, vuruşanlar da vuruşup vuruldular.

23 – Yoksul yoğurtçu, yol yordam bilir Yozgat’lı yobaza, yolsuzluktan yolunmuş, yorganını yavaşça yolcu etti.

24 – Ziyankâr Ziya, zibidi Ziver’ le Zincirlikuyu’da, Zile’li ziyansız Zeynep’in ziyafetinde zıpladılar.

Tekerlemeler’ in bir özelliği de anlamsız görünüp anlam içermeleridir. Söylem içinde, noktalama işaretlerine uyularak değişik varyasyonlarla tonlama da yapılmasını sağlar.

Uygulamalar:

Size yardımcı olacak bir arkadaşınız bir yakınınız varsa, doğaçlama yaparak bir konuyu, aynı tekerlemeyi yineleyerek sürdürebilirsiniz.

Örnek: İbiş ile Memiş mahkemeye gitmiş, mahkemeleşmişler mi, mahkemeleşmemişler mi? Sorusunu arkadaşınız yanıtlayabilir. – Mahkemeleşmemiş olabilirler. Mahkemeleşmiş olsalardı mahkemeleşmeye gerek olmazdı. Bu cümleler gidebildiği ölçüler içinde ilerlemelidir. Dikkat edilecek husus mahkemeleşmişler mahkemeleşmemişler sözcüklerinin cümle içinde sürekli kullanılması koşuludur.

Uygulama 1:

Kalabalık bir otobüs içindesiniz. Bombardıman başlıyor ve siz duran arabadan panik içinde inen insanlara moral vermeye çalışıyorsunuz. Kullanacağınız sözcüğü sadece 5 numaralı tekerlemeyi kullanarak gerçekleştireceksiniz.

Uygulama 2:

Bir oda ortamında üç sandalye ve orada bulanan koltukları kullanarak 15 numaralı tekerlemeyi söyleyerek önce oturduğunuz yerden ayağa kalkıp diğer koltuk ya da sandalyeye geçiniz. Tekerleme söyleminize devam ederek oturunuz. Bunu tüm oturulacak yerlerde devam ederek ortalama 15 kez tekrarlayınız. Tekerleme bittiğinde hemen aynı biçimde devam ediniz.

Uygulama 3:

      10 Numaralı tekerlemeyi sürekli, hiç kesmeden aşağıdaki gibi söyleyiniz.

      A – Mutlu bir şekilde

      B – Nefret ederek

      C – Kızgın

      D – Ağlayarak

      E – Üzüntülü

      F – Gülerek söyleyiniz. Bunu 10 kez tekrarlayınız.

Uygulama 4:

      Gününüz çok kötü geçti. Eve gelip konuk odasına giriyorsunuz. Tam koltuğa oturacaksınız dinlenmek için, telefonunuz çalıyor. Çok sevdiğiniz bir arkadaşınız size yemeğe geleceğini söylüyor. Stres içinde olduğunuzu belli etmeden hazırlık yapmaya başlıyorsunuz. Etraf dağınık.

          4 numaralı tekerlemeyi söylüyorsunuz tüm bunları uygularken. Açık hece Kapalı hece düzeneğine dikkat ediyorsunuz. Noktalama işaretleri ile tekerlemeyi konuma uygun tonlandırıyorsunuz.

 

Nasıl Gülünür? Korku filmlerinde oyunculuk

Nasıl gülünür?

Bazı oyuncular için bir sahnenin çekiminde gülme ve ağlama eylemi arasında hiç bir fark yoktur.

Dikkatinizi partneriniz, kamera ve yönetmen arasında eşit şekilde dağıtarak sahne ile bütünleştirirseniz “gülmek” kendiliğinde gelecektir.

Senaryoya bağlı kalarak yönetmenin talimatı doğrultusunda karakterinize uygun “gülme” tipini seçmeye çalışın.

Bazı sahneler tüm bedeninizle atacağınız bir kahkaha gerektirirken, bazen de küçük bir  “kıkırdama” yeterlidir.

Nasıl gülünür sorusuna karşılık FİZİKSEL KOMEDİ

En eski geleneksel komedi türlerinden biri de “Fiziksel Komedi” dir.

Bu tarz komedide yalnız sözler değil bedensel hareketler de komedi unsuru olarak kullanılır.

Vodvil komedyenleri bu türün ustaları olarak “Sinema Tarihi” ndeki yerlerini almışlardır. Charlie Chaplin, Buster Keaton, Harold Lloyd, Bob Hope, Jack Lemmon nasıl gülünür sorusunun cevabını en iyi bilen isimlerden bazılarıdır.

Günümüzde ise sinemada bu türün önde gelen isimlerinden biri olarak Jim Carrey’i sayabiliriz..

 Komedi Türleri

Komedi kelimesi Yunanca anlamı ‘kutlama’, ‘eğlence’ olan ‘Komos’ kelimesinden gelir.

Bu kelime ‘komik’ bir durum anlamına gelebilir de, gelmeyebilir de.

Genellikle şiddeti gitgide artarak devam eden bir çatışmayı ve ardından gelen mutlu sonu tanımlar.

Komediyi incelersek değişik türleri olduğunu görürüz;

Fars: Yüksek enerjili bir dramatik komedi parçasıdır. Gerçekleşmesi zor olayları, abartılı bir şekilde vurgular.

İmbroglio: Belirli bir problemi oyunda yer alan kahramanların karakterleri çerçevesinde çözme girişimlerini sergiler. Tipik olarak oyunun kahramanı çözüme giden yolculuk boyunca çeşitli hatalar ve yanlış kararlar verir ama kapanış mutlu sona ulaşarak gerçekleşir.

Pandomim: Genellikle çocuklar için tasarlanan, drama, dans, mim ve spolama komedisi unsurlarını bir araya getirerek eğlendiren ve güldüren bir tiyatro denemesidir.

Korku filmlerinde oyunculuk

Korku filmleri oyunculuğunun en hassas noktası inandırıcılığı yakalayabilmektir.

Zaten bir korku filmi genellikle doğa üstü olayların ve karakterlerin yer aldığı bir yapımdır ve bu tarz bir filmde inandırıcılığı yakalayabilmek başarılması en zor ve olmazsa olmaz hususlardan biridir.

Böylesine inanılması güç bir dünyada canlandıracağınız karakterin güvenirliği ve bütünleyiciliği esastır.

Karakteriniz üzerinde araştırma ve alıştırma yapmanız gerekir; karakterin duygusal çekirdeğini oluşturan öğeler nelerdir? Karakteri olaylara güdüleyen motifler nelerdir?

Özellikle kendini tehlikeye attığı sahneler üzerinde çalışmanız tavsiye edilir. Vs.

ŞOK!

Korku filmlerinin en önemli unsurlarından biri şok faktörüdür.

Filmin en vurucu öğesi olan şok faktörü ise genellikle son derece sakin ve durağan sahnelerin ardından gelir.

Bu sakin sahnelere gereken önemi vermeyi ihmal etmeyiniz…

Bu sahnelerde ne kadar sakin bir oyunculuk sergilerseniz ardından gelecek o vurucu şok sahnesinde o kadar başarılı olursunuz.

Kanla çalışmak ve diğer korkunç şeyler

 

nasıl gülünür1
“Carrie”

 

Korku filmlerinde yer alan olaylar günlük yaşamda sıklıkla karşılaştığımız olaylar değildirler; her gün kalbinizden bıçaklanmazsınız veya arkadaşınızın kafası kopup önünüze düşmez …

Sizin göreviniz bu gerçekçi olmayan sahneleri gerçek hale dönüştürmektir.

Kamera motor demeden önce birkaç dakikalığına bir köşeye çekilip meditasyon yapmak, biraz sonra içine düşeceğiniz karanlığa kendiniz alıştırmaya çalışmak yararlı olabilir.

Ama bir kez sahnede yerinizi alıp kameranın motor demesini beklerken tüm realiteyi ve yaptığınız meditasyonu unutup, var olan enerjinizle bu yapay realiteye dalmanız gerekir.

 

SİNEMA OYUNCULUĞU İÇİN PRATİK TAVSİYELER

Sinema oyunculuğu için önemli olan kriterler

Sinema Oyunculuğu’ nda normal olmak!

Sinema oyunculuğu bir çok oyuncu adayına “normal – kendi” olma durumunun dışında fazla şey gerektirmeyeceği düşünülerek cazip gelebilir.

Tiyatro oyunculuğunun gerektirdiği şekilde fazla fiziksel efor harcamayı gerektirmediği zannedilebilir.

Oyunculuğun gerçekleştiği mekan bir doğa sahnesi veya bir stüdyo olabilir. Her ne kadar diğer oyuncular, teknik ekip, ışıklar, kameralar vs sizi çevrelediyse de, karşınızda gerçek seyirci yoktur. Yönetmen “motor” dediği anda kendi kişiliğinizden izole olur, senaryoda yazılmış kişinin benliğine bürünürsünüz.

Eğer bu konuda başarısız olursanız karşıda gerçek seyirci olmadığı için her zaman geri dönüş imkanı vardır diye düşünmeyiniz; her tekrar zaman ve zaman da para demektir!

Sinema Oyunculuğu’ nda akılda tutulması gereken en önemli husus sinema projelerinin büyük bütçeler gerektirdiğidir!!!

Kamera önünde doğal olmak durumundadır oyuncu. Yapılan eylemin iyi bir denetim içinde kullanılması doğallığı kazandırır. Yapmacık hiçbir şey yapılmamalıdır. Bu oyunculuğa aykırıdır. Kamera önünde yapılacak her eylemin bir mantığının olması şarttır.

Yerini Korumak

Sinema projelerinde el kameralarının kullanımı her geçen gün biraz daha artmaktadır. Özellikle bu kameraların kullanıldığı durumlarda (etrafınızda sürekli dönen bir kamera olduğunu hayal ediniz) bir oyuncunun yerini muhafaza edebilmesi en önemli ve en zor durumlardan biridir.

Kamera çekime başlamadan önce sahnedeki yeriniz yönetmen yardımcılarından biri tarafından yere renkli bir bantla bir X veya T şeklinde işaretlenir.

Göreviniz sadece o noktaya yürüyüp orada kalmak çekim başladığı anda doğal bir şekilde kamerayı takip etmektir.

İp ucu: Evinizde bir üç-ayak ve video kamera yardımı ile deneme yapabilirsiniz.

Geriye Kayma

Bu terim konusunda genellikle bir yanlış anlama vardır. “Geriye Kayma” terimini bir nevi “denge” anlamında kullanıldığını söyleyebiliriz; hiçbir zaman sahnede canlandırdığınız karakterin gücünü ve enerjisini azaltmanız kesinlikle kastedilmemektedir.

Ses

Bir tiyatro sahnesinde sesin güçlü kullanımı tiyatro oyunculuğunun en önemli öğesidir diyebiliriz.

Sinema filmi çekimlerinde ise bir oyuncunun etrafı yaka mikrofunu, boom mikrofon vs gibi çeşitli, son derece duyarlı ses toplama ve kayıt cihazları ile çevrilmiştir. Bu ekipmanlar en düşük seviyede bile yayılan sesleri toplayıp kaydetme yeteneğine sahiptirler.

Dolayısıyla gerçek yaşamı birebir canlandırmaya çalışan sinema filmlerinde rol alan oyuncunun sesini günlük yaşamda kullandığı vokal seviyede kullanması idealdir.

Komedi

Komedi oynamak göründüğünden çok daha zordur. Bir komedi oyuncusunun en fazla dikkat etmesi gereken husus seyirciyi gülmeye zorlamamaktır.

Elinizde mükemmel bir komedi senaryosu olabilir ama karakterinizi her an izleyiciden bir kahkaha bekler şekilde kurgularsanız sahnenin spontaneliğini bozarsınız.

Komik Olmaya Çalışmayın!

Komik bir repliği nasıl söylemek gerekir?

Tekrar ediyoruz…Sakın komik olmaya çalışmayın!

Eğer repliğinizin komik olduğuna yürekten inanırsanız kahkahalar kendiliğinden gelir…

 

SES BİLGİSİ

ses bilgisi
SES

 

 

Ses bilgisi ve ses nedir?

Ses, kulaklarımızla duyduğumuz hava titreşimidir. Sesin bilgisi ise gırtlaktaki ses kirişlerinin titreşmesiyle oluşur.

Harf nedir?

Konuşulan dillerde sözcükleri meydana getiren ve başka küçük parçalara bölünmeyen, ayrışmayan seslere harf denir.

Alfabe, seslerin yazıldığı işaretlerin bulunduğu bir bütündür.

Türk alfabesinde 29 harf  (ses) vardır. Bu harfler ikiye ayrılarak sesli (ünlü) harfler sessiz (ünlü) harfler olarak belirlenir.

Sesli harfleri şöyle sıralayabiliriz;

(a, e, ı, i, o, ö, u, ü.)

Sessiz harfler şunlardır;

(b, c, ç, d, g, ğ, h, j, k, l, m, n, p, r, s, ş, t, v, y, z.)

Sesli (ünlü) harfler söylem bakımından Kalın sesliler, İnce sesliler olarak iki kısma ayrılır.

1 – Kalın sesliler

      (a, ı, o, u)

2 – İnce sesliler

   (e, i, ö, ü)

Harfleri tek tek söylemeye çalıştığımızda dudaklarımızın söyleniş biçimine göre değişik konumlarda açılıp kapandığını görürüz. Bunu anlamak için bir aynanın karşısında, harfleri belli aralıklarla söyleyip dudaklarınızın aldığı şekli kendiniz görebilirsiniz.

Söylemin (konuşmanın) ilk öğrenilmesi gereken koşulu harfleri tanımak ve onu söylem biçiminde seslendirmektir ve bunu ses bilgisi ile bağdaştırmak gerekir.

Alıştırma:

(A)  harfini dudaklarınızı-ağzınızı olduğunca açarak söyleyiniz ve aynadan dudaklarınızın aldığı konumu gözlemleyiniz. Bunu kendi kendinize ya da yanınızdaki bir kişiye ifadelendirerek anlatınız. (A) harfini söylediğinizde dudaklarınızın aldığı konumu ve dudak kasları ile ilgili fiziksel değişimi anlatınız.

Unutmayınız ki oyuncunun en önemli özelliklerinden biri  de karşısındakine anlatılması gerekenleri anlatabilmesidir. Yaptığınız bu hareket aynı zamanda dudak tembelliği ile ilgili sorununuza da çare olacaktır.

Sırasıyla harflerin bu biçimde çalışılması, dudaklarınızın da rahat hareket etmesini sağlayacak söylemlerinizi, anlaşılır biçime bu temelle geçirecektir.(Söylemde Dil Bilgisinin de önemi ortaya çıkmış oluyor böylece. En kısa zamanda Dil Bilgisi kitabı edinmenizi ısrarla öneririm.)

Söylem biçiminde alt çenenin ve dudakların aldığı şekiller bakımından ünlü harfleri dört başlıkta görebiliriz.

1 – Kalın sesliler: a, ı, o, u

2 – Yuvarlak sesliler: o, u, ö, ü

3 – Dar sesliler: ı, i, u, ü,

4 – Geniş sesliler: a, e, o, ö

Ayna ile söylem olarak yapılan çalışmalarda, dudağınızın aldığı şekiller tarafınızdan gözlemlenecek ve Sözcük (kelime) içinde kullandığınızda, sesiniz düşükte olsa karşınızdakilerin dudak hareketlerinizle ne dediğinizi anladığını saptayacaksınız.

Kullandığımız dilde, sesli harflerin kelimeler içindeki uyumlu dizilişlerinin kuralı vardır. Bunları büyük sesli (ünlü) uyumu, küçük sesli  (ünlü) uyumu diye iki bölümde inceleyebiliriz.

 

TARİH AKIŞI İÇİNDE TİYATRO – OYUNCULUK TARİHİNE BİR BAKIŞ

Tarih ve Tiyatro

 

Tarih akışı içinde tiyatronun evrimi

İnsanın var olduğu ilk dönemlerinde, henüz konuşmasını dahi bilemeyen insanlar, çıkardıkları seslerle anlaşıyor, duygularını, düşüncelerini bu sesler ile karşı tarafa aktarmaya çalışıyorlardı.

İnsanlık tarihinin bu ilk dönemlerinde, korunma gereksinimleri oldukça zor ve çokluktaydı. Örneğin, vahşi hayvanlardan korunmaları gerekmekte, doğa şartlarının getirdiği kuralları kendi yaşam biçimlerini uygulama durumunda olmakta buna, zaman ve emek harcamak zorundalardı.

Bilmedikleri o kadar çok şey vardı ki; bunu zaman içinde öğrendiler. Önce sığınmak ve korunmak adına mağaraları seçtiler, mağaraların daha sonraları korunmada yeterli olmadığını görünce kendi evlerini doğa içindeki malzemelerle yaptılar. Orman ve bitkiler onların korunak yapmalarını sağladı.

İnsanlık yaşam savaşı verirken bir kaç kez çağ geçirecek gelişmesini sağlamaya çalışacaktı. İlk çağ, yoğun araştırmaları da beraberinde getirdi. Önce kendilerine silah edinmeyi öğrendiler. Taş ve sopaların yardımıyla güç kazandılar. Taş baltaları, mızrakları oldu. Çünkü korunmanın ötesinde karınlarını doyurmaları da gerekiyordu ve bu yiyecekler, doğadaydı. Elde etmek için güç gerekiyordu. Avcılık böylece başladı ve gelişti.

Tarih akışı sürecinde bir aşamada insanlık için çok önemli bir şey keşfedildi. Ateş!

Ateşin bulunuşu insanların daha iyi yaşamasını sağladı. Soğuktan ve kış şartlarından da korundular böylece. Sonra bir arada yaşamalarının gerektiği çıktı ortaya. Eşleri ve çocuklarının bakımını ve olası bir vahşi hayvan saldırısından topluca karşı savunma gereksinimlerini daha kolay sağladılar.

Erkekler avlanmak için bulundukları yerlerden ayrılmak zorundalardı. Avladıkları hayvanları getirirler etleri paylaşarak birkaç günlerini böyle geçirirlerdi. Ateş önemliydi onlar için. Evlerinin bulunduğu bir küçük alanda ateş yakarlar, insanlar onların etrafında toplanır bir taraftan etleri pişerken diğer taraftan ısınırlar ve avcı olanlar avladıkları hayvanların nasıl avlandıklarını işaret ve ses yardımıyla anlatmaya çalışırlardı.

Bunu yapan avcı ayakta, nasıl pusu kurduğunu, nasıl mızrağını attığını, nasıl hayvanın pençesinden kurtulduğu, ne kadar güçlü olduğunu, öyle olmakla birlikte zor da olsa onu nasıl yendiğini hayvandan daha güçlü olduğunu hareket ve seslerle anlatırdı. Bunu yaparken vücudunu kullanır, ses tonu ile anlatımı etkinleştirir, taklitle anlatımını ilginçleştirirdi.

İnsanın doğasında vardır oyunculuk…

İşte oyunculuk ve onun sergileneceği bir alanın olması şartı da o zaman böylece keşfedilmişti. Tarih akışı içinde oyunlar ve oyuncular, oynanış biçimleri, kuramsal ve sanatsal anlamda gelişmeler göstererek zamanımıza kadar gelmiştir.

 

 

 

 

RSS
Follow by Email