Senaryoda Diyaloglar

Senaryoda Diyaloglar

Bir senaryo yazarı her şeyden önce yazdığı hakkında yeterince bilgi sahibi olmalı ve ne anlatmak istediğini bilmelidir.  Bu amaçla da izleyici üzerinde duygusal bir etki yaratmanın çeşitli yollarını kullanmalıdır.

Bu yöntemlerden biri de Senaryoda Diyaloglar, yani karakterler arasında geçen konuşmalardır.

Senaryo yazarı görüntülerle gösteremediği şeyleri diyaloglarla anlatır.

Etkileyici ve sürükleyici mükemmel diyaloglar yazmanıza yardımcı olabilecek bazı önerilerimizi şöyle sıralamaya çalıştık.

Senaryoda Diyaloglar üzerine bazı öneriler.   

 1.Karakterlerin ne söyledikleri değil ne yaptıkları önemlidir: “Bir karakter, ‘dürüst bir adam’ olduğuna dair yemin edebilir, ancak onları tanımlayan eylemleridir.”

2.Yalan söylemek iyidir! Bu Senaryoda Diyalogları ilginç kılar. Bir karakterin saklayacak bir şeyi olduğunda, diyalog her zaman merak uyandırır.

3.Yani seyirciyi asla ihmal etmeyin. Açıklamayı dışarıda bırakmak bunun en iyi yöntemlerinden biridir.

4.Her zaman izleyiciyi kahramanın tek hedefine doğru ilerletecek diyaloglar kurun.

5. Kesinlikle gerekli olmadıkça karakterlerinizi konuşturmayın.

6.Çoğu zaman diyaloğu geliştirmenin en iyi yolu onu kesmektir.

7. Özellikle temposu yüksek bir filmin senaryosunu yazıyorsanız kısa diyaloglar kullanmaya çalışın. Tarantino’nun kült klasik filmi “Pulp Fiction- Ucuz Roman” da olduğu gibi.

8. İnsan hikayelerini karakterlerin karşılıklı tartışmaları şeklinde anlatan bir senaryoda uzun ve ağdalı diyaloglar kullanmak mümkündür. Bunun da en iyi örneği Fransız filmleridir.

9. Soru ne kadar güçlü olursa, hedef kitleniz o kadar çok etkileşime girer. Yani karakterinize sorduracağınız soru açıklamasın, izleyiciyi düşündürsün, merak ettirsin ve keşfettirsin.

10. Çatışma! İyi bir diyalog kurmanın en kolay yollarından biri çatışmadır. Çatışmayı asla ihmal etmeyin. Unutmayın bir filmi ileriye taşıyan şey Çatışmadır.

Studyo-Somuru-Filmler
                             Pulp Fiction
Senaryoda Diyaloglar
                Bir-Kadın-Meselesi

Senaryoda 3D Karakterler Yaratmak

Senaryoda 3D Karakterler Yaratmak

Üç boyutlu (3D) karakterler yaratmak, senaryo yazımının en zor yönlerinden biridir.

Burada 3D- üç boyutludan kasıt elle tutulabilir gibi, ortamda yer kaplayan bir hacmi olan gerçekçi varlıklar yaratmaktır.

Her karaktere kendinizden bir parça katarsanız karakterin motivasyonlarını belirlemek veya bir sahnedeki davranışlarını anlamak sizin için daha kolay olabilir.

Ama en önemlisi izleyicinin de karakter ile bağlantı kurması kolaylaşacaktır.

Ancak bu, karakterlerin otobiyografik olması gerektiği anlamına gelmez.

Bunun yerine, yazarın, izleyicinin bağlantı kurmasını istediği karakterler ile kişisel olarak bağlantı kurmanın bir yolunu bulması gerekir.

Yazar karakterlerle bağlantı kuramazsa, Senaryoda 3D Karakterler yerine karikatürler veya klişeler olarak karşımıza çıkarlar. Ve izleyicinin hikayeyle bağlantısı kopar.

Ayrıca izleyiciye karakterin ne istediğini göstermek de gerekir.

Hedefleri neler? Onları motive eden ve harekete geçiren nedir?

Siz Senaryoda 3D Karakterler’ inize kim olduklarını söylüyorsunuz onlar da izleyiciye kim olduklarını anlatıyorlar.  Karakterlerinizle konuşun; size neye ihtiyaçları olduğunu söyleyeceklerdir.

Artık bunu kâğıda dökmek de  sizin işinizdir.

Birçok yazar, karakterlerine kendi kişiliklerinin, deneyimlerinin ve gözlemlerinin unsurlarını aşılar. Bu, karakterlerin otobiyografik olduğu anlamına gelmez, ancak motivasyonlarının ve davranışlarının daha derin bir şekilde anlaşılmasını sağlar.

Bu şekilde Senaryoda 3D Karakterler yaratmanın kolay bir yolunu yakalamış olursunuz.

Senaryoda 3D Karakterler yaratmanın kolay yolları üzerine bazı fikirler:

*Her karakteri başrol olarak ele almak: Küçük karakterlerin bile kendi benzersiz bakış açıları, motivasyonları ve geçmişleri olmalıdır.

Her karakteri kendi hikayesinin kahramanı olarak hayal etmek, onları ete kemiğe büründürmeye ve kendilerini daha gerçek hissetmelerine yardımcı olur.

*Karakterleri karşıtlıklarına göre tanımlamak: Çatışma drama’nın kalbidir ve karakterler genellikle neye karşı mücadele ettikleriyle tanımlanır.

Çatışma konusu başka bir kişi, toplumsal normlar, kendi kusurları ve hatta geçmişleri olabilir.

*İnandırıcılık için çabalamak: Yarattığınız insanlar, kişilikleri ve koşullarıyla tutarlı bir şekilde davranmalıdır.

 Onları hem güçlü hem de zayıf yönleri, erdemleri ve ahlaksızlıkları ile tanımlayın.

Eylemlerinde ve motivasyonlarında net bir çizgi çizmelerine izin verin.

*Kusurları ve çelişkileri kucaklamak: Gerçek insanlar karmaşık ve çelişkilidir ve kurgusal karakterler de öyle olmalıdır.

Mükemmel karakterler genellikle sıkıcı ve izlenmezdir.

*Gerçek insanları araştırmak: Karakterlerle benzer meslekleri veya deneyimleri paylaşan insanlarla konuşmak, dilleri, tavırları ve dünya görüşleri hakkında değerli bilgiler sağlayabilir ve size yol gösterici olabilir.

Senaryoda-3D-Karakterler-3

Senaryoda-3D-Karakterler

 

Senaryoda-3D-Karakterler

Siyah Renk, Sinemasal Anlatımda Yeri…

Siyah Renk

En koyu renktir.

Siyah Renk, bitiş, yok oluş ve vazgeçmek demektir.

Süper kahramanların bilinç altı kötü kişiliklerinin hakim olduğu filmler genellikler siyahı kullanırlar.

Karakterlerin bunalıma sürüklendiği sahneler genellikle Siyah Renk ile  temsil edilirler.

Hikayenin son sayfasıdır, artık yazacak hiçbir şey kalmamıştır.

“Cool ve zayıf görünme arzusu dışında” Siyahı Renk seçen insanlar kendi kaderlerine isyan ederler.

Ve hayatta hiçbir şeyin istedikleri gibi olmadığını düşünürler.

Renk seçiminde ise aşırı duygu ve davranışların dizginlenmesini temsil eder.

Siyah-Renk-

Siyah-Renk

siyah-Renk

                                                                                  Karayip Korsanları

 

Kırmızı Renk, Sinemasal anlatımda yeri…

Kırmızı Renk

Kırmızı Renk enerji demektir, hayatı temsil eder.

Kan basıncını yükseltir, solunumu ve kalp atışlarını hızlandırır.

Arzu, şehvet, cinsel istek demektir.

Aşkın rengi de kırmızıdır.

Aşıklar birbirlerine ilgilerini göstermek için kırmızı gül sunarlar.

Gülün Kırmızı olması bu bağlamda arzu ve isteğin sembolüdür.

Salgıları ve sinir sistemini etkilediği için güçlü libido, kazanma ve ilerleme isteği, güç ve kontrol arzusu demektir Kırmız Renk.

Sembolik olarak savaş ve zafer için dökülen kan demektir. Bu açıdan erkekliği de temsil ettiğini düşünebiliriz.

Matador arenada boğayı kırmızı pelerin tutarak üzerine çeker.

Fiziksel ve sinirsel bitkinlik, cinsel gücün kaybedilmesi reddedilmiş  kırmızı ile ilişkilendirilir

Kirmizi-Renk

Kirmizi-Renk-

Kirmiz-Renk

Kirmizi-Renk

                                                                            Maymunlar Cehennemi

Kirmizi-Renk

                                                                                         Taxi Driver

 

Mavi renk, Sinemasal anlatımda yeri…

Mavi Renk

Görüntü üzerinde etkin olan faktörlerden biri de kuşkusuz renktir. Renklerin izleyicilerde değişik duygular yaratabilme gücünden yararlanarak görüntü renkleri ile oynamak film çekimlerinde sıklıkla yapılan uygulamalardan birdir. Bir film hikâyenin anlatmak istediğine bağlı olarak bütünüyle belirli bir renk dengesinde hazırlanabileceği gibi, belirli sahneleri yine dramatik yapıya bağlı olarak belli renklere boyanabilir.

Uzun süre gökyüzüne bakan insanların bedeninde mutluluk verici serotonin hormonunun salgılandığı bilimsel bir gerçektir. Mavi renk kan basıncın, solunum hızını ve kalp atışlarını düşürür. Mavi renge bakan kişilerin bedeninde bir rahatlama ve gevşeme gözlenir.

Sinemada mavi genellikle soğuk renkler kategorisine girer ve depresyon, korku ve kuşatılmışlık duygusu verdiği de bir gerçektir. Son dönemlerde sinemasal anlatımda sıklıkla bu bağlamda kullanılmaktadır.

Uzay ve Bilim Kurgu Filmlerinde de en fazla kullanılan renklerden biridir.

ömer kavur3
“Gece Yolculuğu”, 1987

“Charlie’nin Melekleri” 2003.

 

Kolera Günlerinde Aşk, 2007

 

son on yılın6
“Life Of Pi”, 2013.

 

emilia clarke6
“Above Suspicion”, 2017

 

çizgi roman4
“Ant Man” 2015

 

eniyigörüntü5
Shape-Of-Water, Dan Laustsen, 2017

 

2018 yılı6
“Aquaman” – Yön: James Wan, 2018

 

2018 yılı3
“First Man” – Yön: Damien Chazelle, 2018.

 

eniyigörüntü1
“Blade Runner. 2049” (2018), Dp. Roger Deakins

 

Diyalog, Senaryolardaki Önemi

Diyalog, Senaryolardaki Önemi

Hepimiz açık bir şekilde aynı dili konuşuyor olsak da her birimiz aslında bu dili farklı şekilde kullanırız.

Konuşmanın bazı karakteristik özellikleri bireylere özeldir. Ama diğerleri köken, sınıfı, eğitim ve meslek gibi faktörlerin sonucudur. Bir bireyin konuşma kalıpları bir ölçüde bu ögelerin her birine ihanet ederken bazı kişisel nitelikler de kazanacaktır.

Çoğumuz erkekler ve kadınlar arasındaki konuşma tarzı farklılıklarının farkındayızdır.

Bu karşıtlık çevremizdeki insanlar tamamen erkek ya da tamamen kadın olduklarında daha da keskinleşmektedir.

Her birimiz dili duruma göre değişim gösteren radikal biçimde farklı yollarla kullanırız. Kelime dağarcığı cümle kalıpları yani aslında konuşmamızın her ögesi içerisinde konuştuğumuz ortama ağır bir biçimde bağlı olarak değişiklik gösterir.

Aynı kişinin bir iş toplantısında, bir futbol maçında, sevgilisiyle yalnızken bir çocuğun doğum günü partisinde ya da yakın bir arkadaşla gecenin geç saatinde içki içerken oldukça farklı biçimlerde konuşacağı aşikardır.

Hepimiz geniş bir konuşma biçimleri çerçevesine sahibiz. Birisiyle konuşmaya her başladığımızda kişisel bir gündemimiz olur. Bu konuşmadan ne istediğimize dair bir tür fikirdir. Belirli bir şeyle iletişim kurmak isteyebilir ya da bir şey bulmaya çalışabiliriz. Gündemde sadece bir öge bulunabilir ve bu da göreceli olarak abes bile olabilir.

Örnek vermek gerekirse, kocasına çocuğun okulundan bahsetmek isteyen kadının tek bir ögesi vardır.

Bir başka durumdaysa gündem birden fazla öge içerebilir. Hiçbiri de fuzuli olmayabilir.

Uzun bir ayrılıktan sonra sevgilisiyle buluşan bir adam şunları içeren bir gündeme sahip olabilir. Onu ne kadar özlediğini söyleyebilir. Ama ayrı kalmak zorunda olduğunu da belirtebilir ve bu ayrı kalmanın zorunlulukların neler olduğunu anlatabilir, mali sorunlardan bahsedebilir, iş hayatının yoğunluğundan bahsedebilir vs.

Senaryoların çoğu Diyalog’ dan oluşur ve genellikle anlatıcı olmaz.

Peki bu durumda bilgi nasıl aktarılır? Bir romanda ya da hikâyede genellikle anlatıcı geçmişe yönelik bilgiyi aktarır. Belki bize karakterlerin geçmiş yaşantılarını anlatır. Fiziksel özelliklerini tarif eder ya da hikâyenin geçtiği çevreyi aktarır. Şehir, kurum, iş yeri ya da her neyse ondan bahseder.

Tüm bu bilgi karakterleri kafamızda canlandırmamıza, onların konuşmalarını ve hareketlerini anlamamıza yardımcı olur. Peki anlatıcı olmayan senaryolarda onun fonksiyonu nasıl doldurulur? Sadece Diyalog, aksiyon ve görsellerle hikâye nasıl anlatılıyor? Senaryo yazarının yaptığı hata da budur; Diyalogları her türden gereksiz bilgiyle doldurmak. Amaç, anlatıcının yokluğunu telafi etmek. Sözün özü önemli olan dengeyi koruyabilmektir.

Sinemanın görsel bir sanat olduğunu düşünerek bilgi aktarımında anlatıcı yokluğunu Diyaloglara fazla yüklenmeden  görsellikle tamamlamak en uygun yoldur diyebiliriz.

 

 

Gece Güzelleri, La Belle des Nuits

Gece Güzelleri

Sinema Tarih Buluşması, Fransız Ustalardan

Genç Claude Gündüzleri öğrencilerine müzik öğretmekte ve geceleri yapıtlar beslemeye çalışmaktadır.

Onun gözünde çevresinde müzikten gerçekten anlayan kimse yoktur.

Ama genç besleyici düşlerinde Paris operasında taşlandırıldığı ve alkışlandığı, en güzel kadınların gönlünü fethettiği bir dünyada yaşamaktadır.

Claude düşleri bir süre sonra gerçekliğe karışmaya başlar ve ideal yaşayan dünyalar arasındaki sınır bulunur.

Claude hangi dünyaya tutunacaktır?

Gece Güzelleri

1952 Fransa.

87 dakika, Siyah-Beyaz.

Yönetmen: direktör René Clair.

Senaryo: René Clair.

Görüntü Yönetmeni:Thirard, Robert Juillard.

Kurgu: Louisette Hautecoeur.

Müzik: Georges Van Parys.

Oyuncular: Gerard Philipe, Martine Carol, Gina Lollobrigida.

Yapımcı: Franco london Films

Rene Clair 1898’de Paris’te doğdu. 1. Dünya Savaşı’na gönüllü ambulans subayı olarak katılan Clair, geçirdiği bir bunalımdan sonra 1918’de kendini bir Dominikan manastırına kapattı.

1919’da La Insurgente gazetesinde muhabirlik yapan Clair, sinemayla aktör olarak “Le Vuit de la Vie” filmi ile tanıştı. Clair 1924’de yönetmen ve senarist olarak ilk filmi “Paris qui Dort” u çevirdi.

Fransız komedi geleneğini tek başına dirilten adam olarak bilinen Clair 1923 ve 50’li yılların arasında 20 kadar filme imza atmıştır.

Bir Kadın Meselesi, Une Affair de Femmes

 

Bir Kadın Meselesi

Sinema Tarih Buluşması, Fransız Sineması

Madame Latour, Alman işgali altındaki Fransa’da tüm komşuları gibi ailesini yokluk ve sıkıntı içinde doyurmaya çalışan evli ve çocuklu bir kadındır.

Bir gün arkadaşına yardım etmek için yaptığı bir kürtaj denemesi başarılı olur.

Latour ismini duyan ve aynı operasyonu kendileri için isteyen diğer kadınlara yardım etmekte önceleri tereddüt eder fakat kolay kazancın çekiciliğine karşı koyamaz.

Ne var ki maddi açıdan ona büyük getirisi olan bu iş, Latour’un içinden çıkamayacağı bir duruma sokacaktır.

Marie-Louise Giraud’un gerçek yaşam öyküsü üzerine kurulu filmde Claude Chabrol günümüzde hala tartışılan iki sorunu işgal altındaki Fransa fonunda perdeye taşıyor. Yalnız başına mücadele veren her kadının sorunsalı ve kürtaj meselesi. Kürtaj cinayet midir,  yoksa kadın özgürlüğü sınırları içinde halan bir seçim hakkı mıdır?

“ Bir Kadın meselesi “ 1989 En İyi Yönetmen, En İyi Aktris Sezarları, 1988 Venedik Film Festivali En İyi Aktris Ödülü ve 1990 Altın Küre En İyi Yabancı Film Ödülü başta olmak üzere dünya çapında pek çok ödül almıştır.

“Bir Kadın Meselesi”

1991 Fransa

108 Dakika Renkli

Yönetmen: Claude Chabrol

Senaryo: Claude Chabrol, Colo Tavarnier

Görüntü Yönetmeni: Thirard, Jean Rebier

Kurgu: Monique Fardoulis

Müzik: Mathieu Cahbrol

Oyuncular: İsabelle Huppert, Francois Cluzet II, Marie Trintignanat, Nils Tavernier, Lolita Chammala

Yapımcı: Marin Kamitz

Claude Chabrol 1930’da Paris’te doğdu. 1950’ler boyunca Chair du Cinema Dergisi’nde sinema eleştirmenliği yapan Chabrol erken 60’lardaki yeni dalga filmlerinin arkasındaki finansal itici güç ve 1958 de çektiği ilk filmi “Le Beau Serge” ile akımın önemli isimlerinden biri haline geldi.

35 yıllık sinema kariyerinde 45 filme imza atan Chabrol insan psikolojisine odaklanan karanlık öykülerin yönetmeni olarak tanınmıştır.

 

Bir-Kadin-Meselesi
Bir Kadın Meselesi

Dünyanın Tüm Sabahları

Dünyanın Tüm Sabahları

Tous Les Matins du Monde.

Sinema Tarih ve Müzik buluşmasında Fransız ustalardan.

Versailles Saray Bestecisi Yaşlı Marine Marais, müziğinin ruhsal fakirliğinden muzdariptir. Marais, bir başka viola da gamba virtüözü olan Mösyö de Sainte Colombe’u anımsar.

Sainte Colombe, Paris’in yozlaşmış yaşamına yüz vermemiş ve münzevi bir yaşam sürerek ikinci karısı için duyduğu aşkı melankolik kompozisyonlarına yansıtmıştır.

Saint-Colombe, Marais’yi gençliğinde yetiştirmeyi kabul etmiş, Marais ise bu inceliği onun kızlarından birini baştan çıkarak ödemiştir. Marais’in Sainte Colombe’un anlayabilmesi için yıllar gerekecektir.

Dunyanin-Tum-Sabahlari-

Eski bir Fransız özdeyişinden esinlenerek adlandırılan, “Dünyanın Tüm Sabahları” hem roman hem de film olarak çok başarılı ve eşine az rastlanır bir örnek olarak kabul gören bir baş yapıttır. Günümüz Fransız edebiyatının en önemli yazarlarından Pascal Quignard´ın en popüler kitabıdır.

Günümüzde Kült Filmler kategorisine de sokulan bu film Fransız sinemasının en önemli yapıtlarından biridir.  En iyi film ve en iyi yönetmen başta olmak üzere 7 dalda Oscar ödülü de kazanan Altın Küre ve Altın Ayı Ödüllerinde de başarısını devam ettiren “Dünyanın Tüm Sabahları” görkemli anlatımı ile müzik ve sinema ilişkisinin güzelliğini de tüm boyutlarını yeniden keşfediyor.

Dünyanın Tüm Sabahları

1991 Fransa yapımı

Süre: 115 dakika

Renkli

Yönetmen: Alain Corneau

Senaryo: Alain Corneau

Görüntü Yönetmeni: Yves Angelo

Kurgu: Marie Josephe Yoyotte

Müzik: Jordi Savali

Oyuncular: Jean-Pierre Marielle, Gerard Deperdieu, Anne Brochet, Guillaume Deperdieu, Carole Richert, Michel Boquet, Jean-Claude Dreyfus.

Film Yapım: Film Par Film, Diwali Films, DD Production, Sedif, FR3.

Alain Corneau

1943’de doğan Alain Corneau yönetmenliğe soyunmadan önce jazz müzisyenliği yaptı. Sinemaya girdiğinde ise Costa Gavras’ın asistanlığını yaptı. İlk filmi 1974 yapımı hapisteki bir uyuşturucu satıcısının hikayesini anlatan “France Societe Anonyme” ile adını duyurdu.

Demet Evgar 

Demet Evgar 

Arnavut kökenli bir ailenin çocuğu olarak,19 Mayıs 1980’de Manisa’da dünyaya geldi.

İlk oyunculuk deneyimini, daha henüz 17 yaşında iken, amatör bir topluluk olan Manisa Afsem Tiyatrosu’nda sergilenen Ray Cooney’nin “Kaç Baba Kaç” oyunuyla yaşadı.

Demet Evgar daha sonra İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’nü bitirdi.

Konservatuvar yıllarında Evgar ve arkadaşları “Tiyatro Kılçık” adında amatör bir topluluk kurarak oyunlar sergilemeye  başladılar; “Takanlar ve Takılanlar”, “Ayşegül Hindistan’da” vs.

2009 yılına gelindiğinde Mehmet Birkiye’nin yönettiği “Cimri” oyununda Elise karakterini canlandırarak Kenter Tiyatrosuna adım attı.

Çizdiği bu karakter ile 2010 yılında, “8. Tiyatro Ödülleri”nde Yılın Kadın Oyuncusu ödülüne layık görüldü.

Ardında 1. İsmail Cem Televizyon Ödüllerinde En İyi Kadın Komedi Oyuncusu, 37. Altın Kelebek Ödüllerinde En İyi Kadın Komedi Oyuncusu, Antalya Televizyon Ödüllerinde En İyi Kadın Komedi Oyuncusu ödüllerine de hak kazandı.

Televizyon Dizileri kariyeri hayli zengin olan Demet Evgar İlk olarak Türkmax’te yayınlanmakta olan, ardından Star TV’ye geçen “1 Erkek, 1 Kadın” adlı televizyon dizisinde “Zeynep Yıldırım” karakterini canlandırarak televizyondaki ününü perçinledi.

2009 senesinde Kent Oyuncuları tiyatrosunda Mehmet Birkiye yönetmenliğinde sahnelenen Cimri oyununda Elise karakterini canlandırdı. Bu rol ile 2010 yılında düzenlenen 8. Tiyatro Ödülleri ödül töreninde Yılın Kadın Oyuncusu ödülüne layık görüldü.

“Aslı ile Kerem”, “Bütün Çocuklarım” ve “Emret Komutanım” adlı televizyon dizilerinin yanı sıra “Banyo”, “Beyza’nın Kadınları” isimli sinema filmlerinde oynadı. 2007’de, Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelenen “Rock Müzikalleri’nde” rol aldı. 2009’da Mahsun Kırmızıgül’ün “Güneşi Gördüm” filminde Havar karakterini canlandırdı. 2010 yılında ise “Yahşi Batı” filminde Cem Yılmaz ve Ozan Güven ile başrolleri paylaşmıştır. Hemen ardından “Vay Arkadaş” filminde Mete Horozoğlu, Ali Atay ve Fırat Tanış ile birlikte oynamıştır.

2015 yılında Türk sinemasının 100 yıllık geçmişini taçlandırmak ve kutlamak maksadıyla Beyoğlu Belediyesi Başkanlığı ve TÜRSAK Vakfı iş birliğinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Başbakanlık Tanıtma Fonunun destekleri ile düzenlenen “Türk Sinemasının 100. Yılında En İyi İlk On’ları” projesi kapsamında Türk sinema tarihinin en iyi 10 kadın komedi oyuncusundan biri olarak seçilmiştir.

 2017 yılında Engin Günaydın ile başrollerini paylaştığı “Aile Arasında” filmi 5,3 milyon seyirci tarafından izlenmiş ve Türkiye’de bilet satış kayıtlarının tutulmaya başlandığı 1989 yılından sonraki dönemde en çok izlenen 10 sinema filmi arasına girmiştir.

İlk olarak Türkmax’te yayınlanmakta olan, ardından Star TV’ye geçen 1 Erkek, 1 Kadın adlı televizyon dizisinde Dmet Evgar “Zeynep Yıldırım” karakterini canlandırdı. Kısa bir aradan sonra Fox TV ekranlarında yayınlanmaya başlayan 1 erkek 1 kadın adlı televizyon dizisi isim değişikliğine giderek 1 Erkek 1 Kadın 1 Çocuk ve ardından 1 Erkek 1 Kadın 2 Çocuk olarak devam etti. Özgü Namal’ın jüriliğini yaptığı Yetenek Sizsiniz Türkiye programına Namal’ın yerinde kısa süreli bulundu.

Başarılı oyuncu Demet Edgar ’ı 2020-2021 sezonunda ise Show TV’nin 5 kadının iç içe geçmiş hikayelerini anlatan popüler dizisi “Alev Alev” de Cemre rolünde izledik.

2024 yılında ise Evgar’ı ailesi için kariyerini terkeden ve ölümden döndükten sonra yeni bir yaşama başlamak için radikal kararlar alan Bahar’ın traji-komik hikayesinde izliyoruz. Show TV de yayınlanan dizide usta oyuncu yine çok başarılı.

Demet Evgar, bir süre birlikte olduğu Levent Babataş’la 17 Mart 2022 tarihinde evlendi. Bu evlilikten 18 Ağustos 2022 tarihinde Mavi adını verdikleri çocukları dünyaya geldi.

TV Dizileri

2000 Yedi Numara, Yeliz
2002 Aslı ile Kerem, Yeliz
2002 Tatlı Hayat, Defne-İhsan Yıldırım’ın sekreteri
2003 Yuvam Yıkılmasın, Hülya
2003 Çınaraltı, Nilüfer
2004 Bütün Çocuklarım, Eyşan
2005 Emret Komutanım, Üsteğmen Çiğdem
2006 Erkekler Ağlamaz, Zeynep
2009 1 Kadın 1 Erkek, Zeynep Yıldırım. 2010 ismail Cem Televizyon Ödüllerinde En İyi Kadın Komedi Oyuncusu Ödülünü, 37. Altın Kelecek Ödülleri’nde En İyi Kadın Komedi Oyuncusu Ödülünü, 2021 Antalya  Televizyon Ödülleri’nde En İyi Kadın Komedi Oyuncusu Ödülünü kazandı.

2017 Vatanım Sensin, Kara Fatma

2018-2019 Avlu, Deniz Demir. 6. Altın Palmiye Ödülleri – Yılın Kadın Dizi Oyuncusu

Vefa Lisesi 13. Kemal Sunal Kültür ve Sanat Ödülleri – En İyi Kadın Sinema Oyuncusu

2021 Alev Alev. Cemre

2024 Bahar, Bahar

Filmografi

2000 Yedi Numara, Yeliz
2002 Aslı ile Kerem, Yeliz
2003 Yuvam Yıkılmasın, Hülya
2003 Çınaraltı, Nilüfer
2004 Bütün Çocuklarım, Eyşan
2005 Emret Komutanım, Üsteğmen Çiğdem
2005 Banyo, Hülya
2005 Beyza’nın Kadınları, Beyza Türker, Rabia Çınar, Dilara, Ayla

2006 Erkekler Ağlamaz
2009 Bir Kadın Bir Erkek, Zeynep
2009 Güneşi Gördüm, Havar
2010 Yahşi Batı Suzan Van Dycke
2010 Vay Arkadaş Nil
2013 Sen Aydınlatırsın Geceyi, Yasemin. 19. Sadri Alışık Ödülleri‘nde Drama’da En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.

2015 Yok Artık! Ceyda
2015 Kötü Kedi Şerafettin Misket ve Tacettin (ses),2017 Aile arasında, Solmaz  23. Sadri Alışık Ödülleri‘nde Komedi’de En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.

2017 Aşkın Gören Gözlere İhtiyacı Yok, Handan,

 2018 Sofra Sırları, Neslihan 37. İstanbul Film Festivali’ En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.

Demet-Evgar-3

2019 Topal Şükran’ın Maceraları, Şükran

Tiyatro Oyunları

Hedda Gabler, Kozalar, Kral Soytarım, Macbeth, Cimri, 39 Basamak, Anna Karenina, Gece Mevsimi, Ayşegül Hindistan’da, Takanlar ve Takılanlar, Aşk Çemberi, Kadınlar da Savaşı Yitirdi

 

 

RSS
Follow by Email