Kamera Görüş Konumu Nedir? – Görsel Hikaye Anlatımındaki Önemi

posted in: Kamera | 0

Kamera Görüş Konumu

Sinema, yönetmenin anlatacaklarını, bir görüntü aygıtı ile senaryonun getirdiği çizgide çeşitli Kamera Görüş Konumları’nı kullanarak gerçekleştirmesi demektir. Yani o yönetmenin, oyuncu-teknik eleman işbirliği ile, görüntüsel çalışmasının ve yorumunun bir anlamı vardır. Bu da bir yerde o yönetmenin öznel ‘dilini’ oluşturur.

Nesnel Kamera Görüş Konumu;

Nesnel kamera kenar bakış açısından kayıt yapar.

Seyirci sahneyi görünmeyen bir gözlemcinin gözlerinden izler.

Görüntülenen insanlar kameradan habersizdirler ve asla kameraya bakmazlar.

Belirli bir sahne o sahne içinde yer alan herhangi bir kişinin bakış açısından sunulmadığı için kişisel değildir.

Sinema da en fazla kullanılan Kamera Görüş Konumları’ndan biridir.

Nesnel bakış açısında hikaye – edebiyattaki 3. tekil şahıs gibi – dışarıdan bir gözlemci tarafından aktarılır. Sinemada nesnel bakış açısına ‘herşeyi bilen bakış açısı’ (omniscient point of viem) da denir. Burada seyirciler karakterin bilincini aşar, olayları daha geniş bir perspektiften izlerler.


Örneğin; karakterin bilmediği ve farkında olmadığı şeyleri ve durumları görürler.


Örneğin; Alejandro González Iñárritu’nun ”The Revenant – Diriliş”, 2015 ve “Bird Man – Cahilliğin Umulmayan Erdemi”, 2014 filmlerinde el kamerası ile yapılan uzun ve kesintisiz çekimler bu tip bakış açısını kullanır.
Senaryolarda hikayeler bir ya da daha fazla karakterin gözünden anlatırken belli yerlerde nesnel bakış açısı kullanılarak seyirciye büyük resim gösterilir. Aksiyon ve gerilim filmlerinde ana karakterin peşinden gelen adamları, uzay gemilerini ya da yaratıkları görürüz.

Filmlerde bakış açısı önemli bir konudur. Senarist de hangi bakış açısını ne zaman kullanacağına karar vermelidir. Seyirciler filmi izlerken bunların bilinçli olarak farkında değillerdir, ama senaristin bu konuda bilinçli davranmasını gerekir.


Öznel Kamera Görüş Konumu:

Öznel kamera sahneyi kişisel bir bakış açısından filme alır.

İzleyici ya film içindeki belirli bir kişi ile özdeşleşerek olayları onun gözünden izler ya da olaylara kendi başına etkin bir katılımcı olur.

Örneğin; kamera hız yapan bir otomobilin içine, düşen bir uçağın pilot kabinine, freni tutmayan bir trene yerleştirilerek seyircinin olaya dahil edilmesi ile izleyicinin heyecanı doruk noktasına çıkarılabilir. Böylece kamera filmi izleyen kişinin gözleri gibi davranarak dramatik etki büyük ölçüde arttırılır.

Filmlerde öznel bakış açısı (first person point of view – kahramanın görüş noktası), olaylara bir karakterin bulunduğu taraftan bakmak anlamına gelir.


Hemen hemen her sahnede olan karakteri takip eder, o ne yaşıyorsa biz de onu görürüz.

Böylelikle bir çocuğun, bir askerin, ya da bir fahişenin hayata bakışını ve duygularını anlar, onların deneyimlerine ortak oluruz.
“American Psycho”, 2000 de takıntılı bir işadamının giderek bir psikopata dönüşmesini izler, başından geçenlere onun bakış açısından tanık oluruz. Taxi Driver” ,1976 da yalnız bir taksi şoförünün yaşadığı dramatik olayları ve şehri onun gözünden takip ederiz.


Öznel bakış açısı bize karakterin bilinç durumunu yansıtır. Karakter paranoyak biriyse, filmdeki herşey paranoyakça gözükür. Kısaca dünyaya onun gözleriyle bakarız.
Öznel bakış açısı film içinde bir karakterden diğerine geçebilir. Böylece hikayeyi daha iyi anlar, olaylara farklı yönlerinden bakarız.
Örneğin;” Go”, 1999 filminde bir yılbaşında yaşanan olaylar üç bölümde anlatılır. Her bölümde farklı karakterlerin kendi yaşadıkları gösterilir.”Magnolia”, 1999 ve “Babel”, 2006 gibi filmlerde de bakış açılarının bu şekilde değiştirildiğini görüyoruz.

Nesnel bir kamera çekiminden birdenbire öznel kamera çekimine geçilirse seyircinin ilgisi de artar.

Örneğin; sahnede bir karakter belirdiğinde sahnenin nesnel kamera çekiminden bu kişinin gözlerinden yapılan öznel çekime geçildiğinde seyirci bu kişinin yerine geçerek artık onun gördüklerini görür ve aynı duyguları yaşar.

Bir bina, duvarda asılı bir tablo, bir odayı süsleyen mobilyalar gibi nesnelere bakan bir kameranın ardından bir karakterin yakın çekimi gelirse izleyici kendi gördüğü şeylerin oyuncunun gördüğü şeyler olduğunu düşünecektir.

Bir sahnedeki diğer oyuncular doğrudan kamera merceğine baktığında izleyici kendini kahramanın yerine koyarak tüm bu bakışların odak noktasında olacaktır

Öznel oyuncu nesnel bir çekim ile sunulduğunda ve kamera bu oyuncunun yerini aldığında seyircinin her şeyi onun gördüğü gibi görmesi gerekir.

Oyuncu her hareket ettiğinde kamera da benzer şekilde hareket etmelidir.

Örneğin oyuncu (kamera) bir odaya girebilir, biri ile konuşabilir, telefona bakabilir veya odadan çıkabilir.

Burada dikkat edilmesi gereken nokta o sahnedeki diğer oyuncuların herhangi bir aksiyon anında o oyuncuya bakarken kameraya bakmaları gerektiğidir.

Öznel kamera tekniği çok uzatılırsa – ana karakterin suratının görünmesini engellediği ve diğer oyuncuların konuşma ve eylemlerine verdiği tepkiyi göstermediği için – seyirci üzerinde sıkıcı bir etki yaratabilir.

Öznel kameranın dramatik filmlerde en başarılı kullanımı geriye dönüşler veya özel efektler tarzında nesnel çekimlerin arasına yerleştirilen çekimlerdir. Zira bu durumda izleyen kişi en yoğun kişisel ilişkiyi oluşturacak şekilde kendisini oyuncunun yerine koyar veya kameranın merceğini kendi gözü olarak görür.

Görüş Noktası Kamera Görüş Konumu:

Görüş noktası kamera açısında sahne belirli bir oyuncunun bakış açısından görüntülenir.

Bu kamera açısı öznel ve nesnel kamera açıları arasında bir konuma sahiptir.

Öznel çekimde kamera perdedeki oyuncunun yerini alırken, bu çekimde izleyici olayları belirli bir oyuncunun gözünden görmez sanki o oyuncunun yanında durup olaylara bakıyormuş gibi olur.

İki kişi karşılıklı konuşurken omuz üzerinden yapılan çekimlerde hem bu iki karakter arasındaki ilişki vurgulanır, hem de seyirci karakterlerin yanına taşınır.

Böylece izleyicinin olaya daha fazla katılımı sağlandığı gibi, seyircinin gözlediği karakter üzerinde de bir vurgu yapılmış ve o karakter daha üstün bir konuma taşınmış olur.

Görüş noktası çekimleri aynı zamanda bir nesnel kamera uygulaması olduğu için diğer oyuncular objektife baktığında izleyici irkilmez.

Bir öncesinde perde dışına bakan bir karakterin çekimi yer alan her çekim bir görüş noktası çekimi haline gelerek bu oyuncunun bakış açısından verilmiş olarak kabul edilebilir.

ARRI Orbiter – Her şeyi yapabilecek bir Işık

posted in: Teknoloji | 0

ARRI Orbiter

ARRI nin yeni ışığı “Orbiter- Uydu” aydınlatma alanında devrim yapabilecek kapasitede bir ışık.

Kamera üreticileri, aslında birbirinden çok da farklı olmayan gelişmeleri (slow-motion, 4K veya yukarısı çekim vs) uygulayarak, yeni modelleri sürekli piyasaya sürmekteler.

Film çekiminin en önemli elemanı ışık konusunda da yeni ürünlerin piyasaya sunulmasının sinematografırlar tarafından merakla beklendiği kaçınılmaz bir gerçek.

Bu bağlamda geçtiğimiz hafta Arri yeni ışık sistemi olan “Orbiter” i anons etti. Bu ışık sistemi her türlü çekim ortamında her türlü işi yapabilecek yetenekte ilk aydınlatma sistemi gibi gözüküyor…

Kapasitesini aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz;

  • Leko ışık olabilir,
  • Softbox olabilir,
  • Fresnel olabilir,
  • Ethernet üzerinden başka ışıklara bağlanabilir,
  • Kablosuz olarak DMX veya iPad yardımıyla kontrol edilebilir,
  • Setteki aydınlatmayı ölçüp, kontrol edebilir, parlaklığı ve renk sıcaklığını değiştirebilir.

Bu ışık sisteminin sahip olduğu özellikler ise şöyle;

  • Açık yüz, projeksiyon gibi çeşitli optik tipleri.
  • ARRI’ ye has altı-renkli spektral geniş gamut’lu ışık mühendisliği,
  • Mükemmel renkler ve maksimum parlaklık için gerekli çok güçlü ışık çıkışı,
  • LIOS – Işık Operasyon Sistemi ve Sofrware’i,
  • Su geçirmez muhafaza,
  • Ambiyans (ortamda var olan) ışığa uyum sağlayacak entegre renk algılayıcı,
  • Çıkarılabilir kontrol paneli,
  • Mükemmel sıfıra kadar karartma,
  • Dahili güç, kablosuz DMX ve bateri girişi.

ARRI ışık üniteleri her zaman verdikleri ışığın kalitesi ile tanınmışlardır.

Orbiter de kullanılan ışık ünitesi “ARRI Spectra Altı Renkli” bir ışık makinesidir. Kırmızı, yeşil, mavi, amber, cyan (mavi+yeşil), ve lime kırmızı’dan oluşan bu sistem daha geniş bir gamut, daha doğru renkler ve tüm CCT aralığında daha yüksek renk dağılımı verir.

Bu sistemdeki renk sensor (algılayıcı) mode’u ile sete hâkim olan tüm aydınlatmayı okuyarak var olan renkler arasında uyum sağlanabilir.

Su geçirmez olan ARRI Orbiter ışık ünitesi aydınlatma endüstrisinde bir dönüm noktası olmaya adaydır. LED ışıklar klasik aydınlatma araçları olan HMI ve Tungsten ışıklarla rekabetten çıkarak tümüyle kendine has ışık üniteleri haline hızla dönüşmektedirler. Bu bağlamda belki beş sene gibi bir süre içinde HMI ve Tungsten ışıkları film çekim setlerinin çoğunda görmek mümkün olmayacaktır.

ARRI 2
ARRI Spectra Light Engine

ARRI“Waterproof – Su Geçirmez” Muhafaza

Kaynak: premiumbeat.com, arri.com

 

Drone Kameralar Nedir? 2019 YILI MODELLERİ

posted in: Kamera | 0

Drone Kameralar

Bu tabirle İnsansız hava araçlarına monte edilerek uzaktan kumanda edilebilen kameralardan bahsediyoruz. Genellikle “Pro-sumer” yani profesyonele kayan tüketicilere hitap eden bu Drone Kameralar’ı $100.- ile $1000.- arasında fiyatlarla amazon, e-bay ve benzeri sitelerden internet üzerinden temin etmek mümkün. Profesyonel modellerinin fiyatları ise $1000.- üzerinde.

Çeşitli modeller arasında UDI U818A, Blade Nano Qx RTF, 3D Robotics Iris+, Parrot Mini Drone, Phantom 2 Vision vs gibi markaları sayabiliriz.

Duran Kameraları kullanırken  bazı kısıtlayıcı kurallar var; drone’unuz görüş alanınızın dışına çıkmamalı, insanların üzerinde uçurmak ve hava alanlarının 5 mil yakınına yaklaşmak yasak.

Birçok drone kamera iki joystick yardımı ile playstation oynar gibi uzaktan kontrol edilebiliyor. Joysticklerden biri sağa-sola ve yukarı-aşağı hareketi kontrol ederken, diğeri rotasyonu kontrol ediyor. Bazı drone’lar da bir akıllı telefon yardımıyla Wi-Fi üzerinden kontrol edilebiliyor.

Drone Kameralar’ın Rüzgara dayanıklılığı da önemli bir faktör.

Çümkü Drone’lar kolayca düşüp hasar görebilen cihazlar oldukları için yedek parçalar ucuz ve temini kolay olmalı.

$400 altındaki drone’lar tek bir batarya taşıyorlar ve uçuş süreleri 10-20 dakika arası, ancak pahalı drone’larda yedek batarya bulunuyor.

Bir drone’a sonradan kamera takılabildiği gibi kamera ile birlikte de satılabiliyor. Bunlar 640×480 piksel civarı düşük çözünürlüklü kameralar. GoPro, DJI gibi profesyonel modeller ancak HD çözünürlüklü kameralara sahip. Bazı modellerde de bakış açısı sağlayan bir pilot gözü var.

Çinli DJI firmasının ürettiği drone’lar profesyonel kategorisinde cihazlar.

5200mAh Lityum-polimer pilleri olan bu drone ile 25 dakika kayıt yapmak mümkün.

Genişletilmiş Wi-Fi ile 300mt yatay uzaklığa kadar kontrol olanağı var. Dikey mesafe olarak kurallar açısından yine 100mt yukarısı tavsiye edilmiyor. Eğer Drone’unuz uzağa kaçarsa GPS yardımıyla geri getirmek mümkün.

Phantom 2 Vision kamera 14 Megapiksellk geliştirilmiş bir kamera ve 1080p (1920×1080) çözünürlükte çok net HD görüntüler veriyor. Ayrı bir Wi-Fi bağlantısı ile tablete veya akıllı telefona video görüntüler aktarabiliyor. Kontrol bağlantısını kaybederseniz otomatik olarak kalkış yaptığı yere geri dönüyor.

 DJI, sinema sektörüne de yönelik olan Drone Kameralar geliştiriyor. Bunlardan biri de Zenmuse X7 Drone kamera. Zenmuse X7 profesyonel Drone sinemacılığına yönelik Super 35 dijital kamera olma özelliğini taşıyor. Kamera ile CinemaDNG formatında 6K RAW (Ham) video kaydı yapmak mümkün. Düşük ışık altında en iyi görüntüyü verme yeteneğine sahip bir kamera. Görüntü kayıtları RAW yani  düzenlemeye hazır bir halde geliyor. Kamerada temel objektif için özel bir yuva sistemi var. Objektiflerde 16 mm, 24 mm, 35 mm ve 50 mm olmak üzere opsiyonlar mevcut. Diyafram aralığı f/2.8. 16mm’lik objektif ND (Nötr Yoğunluk) filtresi de taşıyor. Yazılım olarak kullanılan Cinema Color System düzenleme programı kulanıcılara esneklik sunan bir program. Fiyat 2700$ civarında. Objektiflerin fiyatı  ise 1300$ civarında.

DJI firmasının sinema filmi endüstrisine Drone Kameraları ile hitap edebilmek için yaptığı diğer bir atılım da İsveçli kamera üreticisi Hasselblad’ın çoğunluk hisselerini satın almak.

Hasselblad, İkinci Dünya Savaşı sırasında İsveç Hava Kuvvetleri için fotoğraf makineleri tasarlayıp üreten bir firma. NASA ile de anlaşan Hasselblad, Apollo 11 aracı ile Aya taşınmış ve ilk ay görüntülerini çekmiş.

Daha ziyade kurumsal kameralar üreten Hasselblad, böylece DJI firması için 100 megapiksellik drone’lara entegre kameralar üretecek.

2019 Yılının Drone Kameralar’ı

DJI Phantom 4 Pro – $ 1240.-

Özet olarak bir süredir piyasada olan “Stellar Phantom 4” kameraya engel algılayıcı sensörlerin ilave edildiği daha geliştirlmiş bir model.

Autel Robotics EVO – $ 999.-

Autel Robotics EVO çok dayanıklı küçük bir drone. Engel algılayıcılar ilave edilmiş, pil ömrü uzatılmış, stabilizasyonu yüksek 4K çekim yapan kamera ile donatılmış.

DJI Mavic 2 Zoom – $1170.-

DJI Mavic 2 Zoom optik zoom mercek ile donatılması açısından tüm diğer drone kameralardan ayrılıyor. Bu drone kamerada da uçuş açısından büyük bir kolaylık sağlayan engel algılayıcı sistem var..

Parrot Anafi – $549.-

Parrot Anafi küçük katlanabilir bir drone; seyahat açısından ideal.  4K video çekim yapıyor ve USB ile şarj edilebiliyor.

DJI Mavic Air – $ 799.-

Mavic Air en küçük, en kolay taşınabilen bir drone ama büyük ağabeylerinin taşıdığı özelliklerin çoğuna sahip.

DJI Spark – $ 335.-

DJI Spark el büyüklüğünde hareketle kontrol edilebilen, kullanması kolay bir selfie drone. En büyük problemi uçuş suresinin kısa olması.

[metaslider id=”4131″]

Film Çekiminde Sahne Aydınlatması- Işıklandırma  

posted in: Kamera | 0

Film çekiminde kullanılan ışıklandırmanın ana elementleri:

 

film çekiminde

 

Işıklandırma sinematografır’ın artistik amacına ulaşmak için kullanabileceği en temel araçlardan biridir. İyi bir atmosferik ışıklandırma ile sinematografır resmin kompozisyonunda etkin olacak yeni bir artistik gerçeklik yaratabilir. Işıklandırma pozlamadan farklıdır ve filmin artistik kalitesinin de bir ölçümüdür.

Film çekiminde kullanılan ışıklar etkilerine bağlı olarak isimlendirilir.

Ana Işık:

Konuya temel görünümünü veren, güneş ışığına, pencereden veya kapıdan gelen direkt ışığa benzeyen ışık tipidir. Ana ışık genellikle sette ilk yapılan ışıktır ve yeri elde edilmek istenen etkiye göre değişebilir. Eğer ana ışık kamera ekseni boyunca doğrudan konunun yüzüne yönlendirilirse düz, detaysız bir görüntü elde edilir. Eğer konu yandan aydınlatılırsa detay artar. Kamera eksenine ve konuya 90 derecelik açı ile yerleştirilirse konunun yarısına gölge düşer.

Yandan aydınlatma ile konunun tüm detayları ortaya çıkar ve bu özellikle karakterlerin yaşının vurgulanması gibi durumlarda tercih edilir. Eğer ana ışık konunun altına yerleştirilirse burun ve yanak gölgeleri anormal şekilde oluşur.

Film çekiminde tercih edilen yöntem ana ışığı kamera eksenine 45 derece açı ile 45 derece yukarıya yerleştirmektir. Bu durumda çok doğal gölgeler elde edilirken konunun ana ışıktan uzak kısımları kısmen aydınlanır ve burun ile çene gölgeleri ideal bir şekilde birleşerek tek bir gölge yaratır.

Ana ışığın konuya olan uzaklığı da çok önemlidir. Eğer çok yakın yerleştirilirse ışığa yakın olan yüzeylerle uzak olan yüzeylerin aldığı ışık miktarları birbirinden çok faklı olur. Eğer mesafe artarsa konu boyunca daha eşit miktarda ışık elde edilmiş olur.

Dolgu Işığı:

Bu ışığın amacı ana ışık tarafından yaratılan gölgeleri doldurmaktır. Kontrast şartlarını ayarlamada önemli rol oynar. Doğada gökyüzü ve çevreden yansıyan ışık güneş tarafından yaratılan gölgeleri doldurur.

 

film çekiminde5
Ana Işık ve Dolgu Işığı

 

Yardımcı Işıklar:

Üçüncü ışık tipi tek bir ışık tipi olamayıp birden fazla ışıktan oluşur. Geri plan ışığı (konunun arkasında yer alır ve konu üzerinde gölge oluştururken derinlik etkisi yaratır), yan-ışık, dekoratif ışık vs. gibi. Sahneyi mümkün olan en kısa sürede seyirciyi etkileyecek şekilde tamamlar.

Eğer ön ve arka plan yoğunluğu ve rengi birbirine yakın ise planlar birbirine karışabilir. Ayırtmak için bordür ışığına başvurulur. Görüntü yönetmeni konuyu arkadan ışıklandırarak konunun bordürlerinin belirgin hale getirerek arka plandan ayrılmasını sağlar.

 

film çekiminde 7
Aydınlatma Şeması

 

Film Çekiminde Işıklandırma Kontrastı Oranı   

Işıklandırma Kontrastı oranı ana ışık ile dolgu ışığı arasındaki yoğunluk farkıdır. Sahnede hâkim olan ışık ana ışıktır. Dolgu ışığı ana ışık için yapıldığın dan yoğunluğu daima daha azdır. Ana ışık ile dolgu ışığı arasındaki bu yoğunluk farkı ne kadar fazla ise ışıklandırma kontrastı o kadar yüksektir. Dolgu ışığının miktarı ve yoğunluğu arttıkça ışıklandırma kontrastı o kadar azalır. Işıklandırma kontrastı sahnenin önden, yandan ve arkadan aydınlatıldığına göre de değişir.

Dışarıda yapılan çekimlerin çoğunda güneş ışığı ana ışık rolünü oynar. Atmosferik şartlar ise dolgu ışığı görevi görecek olan ışık kaynakları durumundadır.

 

Yurttaş Kane Filmi ve Görüntü Yönetmeni Gregg Toland

posted in: Kamera | 0

Yurttaş Kane Filmi, şimdiye kadar yapılmış en önemli filmlerden biri olma özelliğini taşıyan bir yapıt. Günümüzden yaklaşık 77 sene önce çekilmesine ragmen modern filmlere – “Star Wars”, “Birdman”, “Renevant” –  ve Robert Altman gibi sinemacılara, ilham vermiş ve vermeye devam ediyor.

Yurttaş Kane Filmi’nin bu benzersiz özelliği konusu yanısıra (belki de konusundan daha fazla) uygulanan sinematografik anlatımda yatıyor.

Günümüzde de kullanılan ve o dönem için bir devrim sayılabilecek birçok anlatım tekniği, Orson Welles’in dehasının eseri olduğu gibi filmin görüntü Yönetmeni  Gregg Toland’ ın da eseri.

Gregg Tolland 1904 yılında dünyaya geldi. Orson Welles fotoğrafçılık hakkında bildiği her şeyi Gregg Toland’dan öğrendiğini söylemiş. Gerçekten bu ikili Yurttaş Kane Filmi’ni çekmeden önce bir hafta süreyle Welles’in evinde görüntüleme teknikleri – objektifler, kamera hareketleri, aydınlatma vs – üzerinde çalışmışlar.

Welles tüm kariyeri boyunca Toland’dan övgü ile bahsederek; çalıştığı en mükemmel ve hzılı kameraman olduğunu vurgulamış.

Filmin jeneriğinde kendi adının altına Tolland’ın da adını yazarak onu onurlandırmayı ihmal etmemiş.

 

yurttaş kane filmi3
Yurttaş Kane Jenerik

 

Tolland’ın filmografisinde çoğu Oscar’a aday olan; Les Misérables – Sefiller (1935), Çıkmaz Sokak (1937), Ölmeyen Aşk (1939), Gazap Üzümleri (1940), The Long Voyage Home – Eve Yolculuk (1940), Yurttas Kane (1941), The Little Foxes – Küçük Tilkiler (1941), Bir Meleğin Aşkı (1947) gibi filmler yer alıyor.

Welles ne kadar büyük bir dahi ise, Gregg Toland Welles’in kafasındaki fikirleri görüntüye dönüştürmek açısından o kadar dahidir.

Eğer Orson Welles görüntü yönetmeni olarak başka bir isimle çalışsaydı belki de karşımızda başka bir film olacaktı.

Yurttaş Kane Filmin’de kullanılan görüntüleme tekniklerini kısaca şöyle sıralayabiliriz;

  • Subjektif – Öznel kamera bakış açısı.
  • Geniş açılı ve dar açıklıklı bir objektifle elde edilen Alan Derinliği çok yüksek sahneler (aynı karede ön, orta ve arka plan net) sayesinde seyircinin ilgisini kamera hareketleri ve karakterin çerçeve içindeki hareketleri yardımı ile istenen noktaya yönlendirmek
  • Alışılagelmişin dışında bir aydınlatma tekniği; geri plandan yapılan yüksek kontrastlı aydınlatma, Alman dışa vurumcu geleneğin eseri olan ‘Film Noire – Kara Filmler’de uygulanan düşük anahtar ışıklı aydınlatma.
  • Görüntü karesinde tavanı da görecek şekilde (setlerde tavan olması gerektiğini hatırlatırcasına ki “Citizen Kane” de kullanılan tavanlar kumaştan yapılmış ve oyuncuların tam tepesine mikrofonlar yerleştirilmiş, – yani boom mikrofonlar yerine!) alt açıdan yapılan çekimler.
  • Karmaşık kamera hareketleri
  • Yakın plan yüz çekimleri.
  • Düz anlatım yerine flash-back ve flash- forwardlarla yapılan girişik anlatım.
  • Aksiyonu takip eden kesintisiz, uzun süreli çekimler. Oyuncuyu takip eden çekimler (o dönemde Steadicam gibi görüntü sabitliğini sağlayan taşınabilir aksesuarların olmadığını hatırlayalım ve “Birdman”  filminin benzer çekimlerini düşünelim!).
  • Orson Welles şöhretini radyoda ünlü “War of the Worlds – Dünyalar Savaşı” yayını ile yapan bir sanatçıydı. İyi bir kulağı vardı ve her türlü yeniliğe açıktı;
  • Citizen Kane filminin ses tasarımı da dönemine göre devrimci bir nitelik taşıyordu; diyaloglar birbirinin üstüne düşüyor ve karakterlerden birinin diyalogu bitmeden diğerinin diyalogu başlıyordu. Buna ilave olarak sahneler arasındaki bağlantı ya ses efektleri ile ya da devam eden diyaloglarla sağlanıyordu.

Kısaca belirmek gerekirsa Citizen Kane filmi hala geçmiş ve günümüzde yer alan hayli geniş bir yelpazedeki sinemacılara ilham verebilecek bir el kitabı olma özelliğini taşımaya devam ediyor.

 

[metaslider id=”2794″]