[metaslider id=”4178″]
OYUNCULUK ve SÖYLEM; Noktalama İşaretlerinin Önemi
SÖYLEM’DE NOKTALAMA İŞARETLERİ
Oyuncunun söylem yaptığında dikkat etmesi gereken en önemli husus, söylemi içindeki noktalama işaretlerine kesinlikle uymasıdır. Bunun için noktalama işaretlerini ve ne anlama geldiğini, nasıl bir söylem içinde olacağını kesinlikle bilmesi gerekir. Biliyoruz diyorsanız öğrenmeniz çok kolay olacaktır. Tabii biliyorsanız. Bilmiyorsanız öğrenecekleriniz sizi, yine çok çabuk varacağınız hedefe götürecektir.
Şunu da açıklamak gerek. Noktalama işaretlerini genellikle yazı dilinde kullanıyorlar insanlar. Yazı dili içindeki konumlarını belki de ezbere biliyorlar. Belki de siz bile bana sanırım, hafif bir gülümseme ile baktınız. Peki, hiç düşündünüz mü? Nokta, söylemde ne işe yarar? Virgülün görevi nedir? Nasıl söylenmelidir? Ünlem işareti? İki nokta üst üste? Nasıl söylenir?
Önce, bilinen biçimiyle “nokta” işaretinden başlayalım. Evet, nokta bir cümle içinde o cümlenin sonuna konulan işarettir.
Söylemde ise, cümlenin bittiği anlamında tonlama yapılarak durulur. Bu duruş bir kez soluk alıp vermek zamanı kadardır. Bize nefes almamız için zaman sağlar.
“Virgül”, yarım es verdirir. Bir cümle içinde birkaç virgül olabilir. Yine de yarım es ile cümle nokta alarak sonlanır.
Söylemde ise virgül, yazımda olduğu gibi yarım nefes durdurur bizi. Dikkat etmemiz gereken asıl husus; söylem esnasında virgüllerde, devamı gelecek anlamında tonlama ile devam edilmesidir. Yani cümle bitmez. Eğer bir cümle içinde birden fazla virgül varsa her virgül devamında ki sözcüklere, küçük bir kademe ses yükseltisi ile devam edilir. Son virgüle kadar sürer bu. Son virgül, sesi düşürür ve nokta ile sonlanır cümle.
Bazı nida içeren sözcük ve heceler virgül yerine geçer. Bir başka deyişle bu sözcük ve heceler virgüldür. Tek başlarına da anlam içerebilirler.
Örneğin:
(Lakin, ya da, veya, ama, ve)
Söylemde üç nokta (…) yan yana olunca derin nefes alınıp duraklanır (Es) verilir. Nefes alıp verilince, başlayacak sözcüğün daha güçlü söylenmesine neden olur.
Söylemde noktalı virgül (;) sözcükte çok kısa es vererek sözcüğün devam edeceği biçiminde tonlanarak uygulanır. Devamındaki sözcükler bu anlam içinde değerlendirilir.
Söylem adına vurguladığımız temel noktalama işaretleri bunlarıdır.
Uygulamasını isteyeceğim birkaç cümle vereceğim size ve noktalamalarını dikkatle yapınız.
Uygulama:
Sonra yaklaştı yaklaştı neredeyse kalbim duracaktı
Şuursuzca çabalıyor çabalıyor çabalıyordum söyleyin bana şimdi başka türlü olabilir mi bu
Hey dikkat et düşeceksin dikkat etsene be adam
Sonra yaklaştı yaklaştı neredeyse kalbim duracaktı
Evet kazanmaktan yanayım ama her ne pahasına olursa olsun değil
Birazdan çekip gidecek ve ben gene yalnızlığımla baş başa kalacağım
Yukarıdaki birinci uygulama sözcüğünün analizini verelim diğerlerini siz yapmayı deneyiniz.
Sonra yaklaştı, yaklaştı, neredeyse kalbim duracaktı!
İkinci virgül bize sesimizin yarım ses yükselmesi gerektiğini söyler. Daha fazla virgüllerde da yarım ses yüksek söylemek gerekir. Söylem sonundaki ünlem işareti, söylemin bittiğini ve sesimizi bu biçimde sonlandıracağımızı belirtir. Unutulmaması gereken önemli husus şudur; noktalama işaretleri bize, söylem tonlaması gerekli uyumu sağlar. Ayrıca bu sözcükteki noktalamaları yazarın duygusu doğrultusunda şöyle de uygulayabiliriz;
Sonra, yaklaştı yaklaştı, neredeyse kalbim duracaktı!
Uygulama:
Aşağıdaki manzum oyunun (Şiir tekniği ile yazılmış oyun) noktalamalarına dikkat ediniz. O noktalamalar ışığında şiiri, söylem olarak dillendiriniz. Noktalamaların niye o biçimde konulduğunu düşününüz.
Uygulama:
TROILOS İLE KRESSİDA– WILLIAM SHAKESPEARE
ODDYSSEUS – Şu diyeceklerimden kurtulsaydık,
Troya çoktan temelinden yıkılmış,
Büyük Hektor’un kılıcı çoktan sahipsiz kalmış olurdu.
Bizde başa bağlılık, üste saygı kalmadı.
Bakın şu ovadaki Yunan çadırlarına;
Hepsi nasıl boşsa, birliklerinde öyle başı boş.
Kumanda yeri bir arı kovanına benzemedikçe,
Herkes var gücünü ortaya koymadıkça
Nasıl bal beklenir bu petekten?
Bir yerde baş belli olmadı mı,
En değersiz, değerli gibi görünür.
Gökler, yıldızlar ve bu dünya, büyük bir düzen içinde,
Başa, sıraya, mevkie, yola, yordama, ölçülere, mevsimlere,
Şekillere, görevlere, geleneklere saygı gösterirler.
İşte onun için güneş, hepsinin ortasında,
Bütün ihtişamıyla tahtına oturmuştur…
…
Başa saygı kalmazsa topluluklar,
Mekteplerde sınıflar şehirlerde loncalar,
Ayrı kıyılar arasında rahatça alış veriş;
Büyük evlat hakları,
Yaş, taht, taç, nam, nişan hakları,
Bütün bunlar nasıl yerli yerinde durur artık?
Saygı sıra gözetme, tellerin düzenini boz,
O zaman seyreyle gümbürtüyü!
Zaman Akışında Marlon Brando
[metaslider id=”1759″]
Drone Kameralar Nedir? 2019 YILI MODELLERİ
Drone Kameralar
Bu tabirle İnsansız hava araçlarına monte edilerek uzaktan kumanda edilebilen kameralardan bahsediyoruz. Genellikle “Pro-sumer” yani profesyonele kayan tüketicilere hitap eden bu Drone Kameralar’ı $100.- ile $1000.- arasında fiyatlarla amazon, e-bay ve benzeri sitelerden internet üzerinden temin etmek mümkün. Profesyonel modellerinin fiyatları ise $1000.- üzerinde.
Çeşitli modeller arasında UDI U818A, Blade Nano Qx RTF, 3D Robotics Iris+, Parrot Mini Drone, Phantom 2 Vision vs gibi markaları sayabiliriz.
Duran Kameraları kullanırken bazı kısıtlayıcı kurallar var; drone’unuz görüş alanınızın dışına çıkmamalı, insanların üzerinde uçurmak ve hava alanlarının 5 mil yakınına yaklaşmak yasak.
Birçok drone kamera iki joystick yardımı ile playstation oynar gibi uzaktan kontrol edilebiliyor. Joysticklerden biri sağa-sola ve yukarı-aşağı hareketi kontrol ederken, diğeri rotasyonu kontrol ediyor. Bazı drone’lar da bir akıllı telefon yardımıyla Wi-Fi üzerinden kontrol edilebiliyor.
Drone Kameralar’ın Rüzgara dayanıklılığı da önemli bir faktör.
Çümkü Drone’lar kolayca düşüp hasar görebilen cihazlar oldukları için yedek parçalar ucuz ve temini kolay olmalı.
$400 altındaki drone’lar tek bir batarya taşıyorlar ve uçuş süreleri 10-20 dakika arası, ancak pahalı drone’larda yedek batarya bulunuyor.
Bir drone’a sonradan kamera takılabildiği gibi kamera ile birlikte de satılabiliyor. Bunlar 640×480 piksel civarı düşük çözünürlüklü kameralar. GoPro, DJI gibi profesyonel modeller ancak HD çözünürlüklü kameralara sahip. Bazı modellerde de bakış açısı sağlayan bir pilot gözü var.
Çinli DJI firmasının ürettiği drone’lar profesyonel kategorisinde cihazlar.
5200mAh Lityum-polimer pilleri olan bu drone ile 25 dakika kayıt yapmak mümkün.
Genişletilmiş Wi-Fi ile 300mt yatay uzaklığa kadar kontrol olanağı var. Dikey mesafe olarak kurallar açısından yine 100mt yukarısı tavsiye edilmiyor. Eğer Drone’unuz uzağa kaçarsa GPS yardımıyla geri getirmek mümkün.
Phantom 2 Vision kamera 14 Megapiksellk geliştirilmiş bir kamera ve 1080p (1920×1080) çözünürlükte çok net HD görüntüler veriyor. Ayrı bir Wi-Fi bağlantısı ile tablete veya akıllı telefona video görüntüler aktarabiliyor. Kontrol bağlantısını kaybederseniz otomatik olarak kalkış yaptığı yere geri dönüyor.
DJI, sinema sektörüne de yönelik olan Drone Kameralar geliştiriyor. Bunlardan biri de Zenmuse X7 Drone kamera. Zenmuse X7 profesyonel Drone sinemacılığına yönelik Super 35 dijital kamera olma özelliğini taşıyor. Kamera ile CinemaDNG formatında 6K RAW (Ham) video kaydı yapmak mümkün. Düşük ışık altında en iyi görüntüyü verme yeteneğine sahip bir kamera. Görüntü kayıtları RAW yani düzenlemeye hazır bir halde geliyor. Kamerada temel objektif için özel bir yuva sistemi var. Objektiflerde 16 mm, 24 mm, 35 mm ve 50 mm olmak üzere opsiyonlar mevcut. Diyafram aralığı f/2.8. 16mm’lik objektif ND (Nötr Yoğunluk) filtresi de taşıyor. Yazılım olarak kullanılan Cinema Color System düzenleme programı kulanıcılara esneklik sunan bir program. Fiyat 2700$ civarında. Objektiflerin fiyatı ise 1300$ civarında.
DJI firmasının sinema filmi endüstrisine Drone Kameraları ile hitap edebilmek için yaptığı diğer bir atılım da İsveçli kamera üreticisi Hasselblad’ın çoğunluk hisselerini satın almak.
Hasselblad, İkinci Dünya Savaşı sırasında İsveç Hava Kuvvetleri için fotoğraf makineleri tasarlayıp üreten bir firma. NASA ile de anlaşan Hasselblad, Apollo 11 aracı ile Aya taşınmış ve ilk ay görüntülerini çekmiş.
Daha ziyade kurumsal kameralar üreten Hasselblad, böylece DJI firması için 100 megapiksellik drone’lara entegre kameralar üretecek.
2019 Yılının Drone Kameralar’ı
DJI Phantom 4 Pro – $ 1240.-
Özet olarak bir süredir piyasada olan “Stellar Phantom 4” kameraya engel algılayıcı sensörlerin ilave edildiği daha geliştirlmiş bir model.
Autel Robotics EVO – $ 999.-
Autel Robotics EVO çok dayanıklı küçük bir drone. Engel algılayıcılar ilave edilmiş, pil ömrü uzatılmış, stabilizasyonu yüksek 4K çekim yapan kamera ile donatılmış.
DJI Mavic 2 Zoom – $1170.-
DJI Mavic 2 Zoom optik zoom mercek ile donatılması açısından tüm diğer drone kameralardan ayrılıyor. Bu drone kamerada da uçuş açısından büyük bir kolaylık sağlayan engel algılayıcı sistem var..
Parrot Anafi – $549.-
Parrot Anafi küçük katlanabilir bir drone; seyahat açısından ideal. 4K video çekim yapıyor ve USB ile şarj edilebiliyor.
DJI Mavic Air – $ 799.-
Mavic Air en küçük, en kolay taşınabilen bir drone ama büyük ağabeylerinin taşıdığı özelliklerin çoğuna sahip.
DJI Spark – $ 335.-
DJI Spark el büyüklüğünde hareketle kontrol edilebilen, kullanması kolay bir selfie drone. En büyük problemi uçuş suresinin kısa olması.
[metaslider id=”4131″]
Yazı Alfabesi ve Senaryo
Yazı Alfabesi ve Senaryo
Romancıların, başka yaratıcılarla çalışmayı pek bilmedikleri(!) şeklindeki ortaklaşmacı yaratım bu duygusu edebiyattan sinemaya yapılacak uyarlama çalışmalarında sık sık ortaya çıkar.
Edebiyatçılar, ürünlerini sinemaya aktaracak sinemacıları hep kuşku ile karşılamışlardır. Bu kuşku, tek başlarına yarattıkları eserin onlar tarafından bozulabileceği kaygısı yüzündendir. Oysa bu yanlıştır. Çünkü kimse bir eseri bozmak için işe başlamaz.
Bu yüzden senaristler, roman yazarlarının tekelci yaklaşımlarından uzaklaşmalıdırlar. Romancı yayınevine romanını teslim ettikten sonra, romanın başına matbaa veya dağıtımda çok az şeyler gelir. Oysa sete çıkan bir senaryonun başına çok şey gelebilir. Senarist bunları bilmek ve ona göre davranmak zorundadır…
Senaryo filme giden yolda bir ön aşamadır…
Yani kâğıt üstündeki bir senaryo, sadece daha sonra hareketli görüntülerle kayda alınacak görüntülerin, 29 harfle yazılmış bir taslağıdır. Bu taslak, bir anlamda, daha sonra yapılacak bir bina için bir mimarın çizdiği plandan yapılmış bir makete benzer. Bir maket bir bina için ne kadar somutsa, kâğıt üzerindeki bir senaryo da bir film için o kadar somuttur.
Kendi kendimize, “Peki, sinemacılar herhangi bir dilin yazı alfabesini kullanmak zorunda mıdırlar? Ve bir yazı alfabesi yeterli midir?” diye iki soru sorabiliriz. Birinci soruyu “hayır” diye yanıtlamak mümkün değildir.
Sinemacılar, filme giden yolda pratik, kolay ve güçlü bir iletişim sağlayan bir araç olarak yazı alfabesini kullanırlar.
Fakat yazı alfabesi onların ihtiyaçlarını tam olarak karşılamayabilir. Bu yüzden, sinemacılar, filme giden yolda başka birçok kültür veya sanatın dil veya tekniklerini de (mimarlık, fotoğraf, grafik vs.) kullanırlar.
Yeri gelmişken bir film yönetmenini de tanımlamakta yarar var. Bu gerekli, çünkü bazı senarist adayları senarist ve yönetmen olma duyumlarını da birbirine karıştırmaktadırlar.
Şüphesiz bir film yönetmeni de film yapma süreci içinde, bir senaryo üstünde belli bir iş bölümü altında çalışan, alanlarında uzman yaratıcıların zihinsel ve fiziksel ürünlerini (bir sentezle) birleştiren bir yaratıcıdır.
Film yönetmeni bir anlamda çeşitli yaratıcıların orkestrasını yöneten bir şef gibidir. Bir senarist de aslında kâğıt üstünde aynı orkestrasyonu yapar.
Aradaki fark, senaristin vardığı sonuçları kâğıda, yönetmenin ise filme kaydetmesidir.
“Cold War – Soğuk Savaş”
Cold War – Soğuk Savaş Zimna wojna “Cold War – Soğuk Savaş”, En İyi yabancı Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Görüntü olmak üzere üç dalda 2019 Oscar’ına aday bir film.. Filmin konusu kısaca şöyle; |
“Cold War-Soğuk Savaş’ta, Zula ve Wiktor savaştan harabe halinde çıkan Polonya’da karşılaşırlar. Farklı geçmişlere ve karakterlere sahip olan kahramanlarımız birbiriyle asla anlaşamayacak tiplerdir, ama kader yollarını ayrılmayacak şekilde birbirine bağlamıştır zira birbirlerine çılgınca aşık olmuşlardır. 50’li yılların Polonya,Berlin, Yugoslavya ve Paris’inin soğuk savaş atmosferini kendine fon edinen Soğuk Savaş; politik görüş, kişilik özellikleri ve kaderin cilveleriyle savrulan bir çiftin, imkânsız zamanlarda geçen imkânsız aşk hikâyesi. |
Yapım Yılı: 2018
Tür: Drama, Romans, Müzik
Süre: 88 dak
Renk: Siyah-beyaz
Görünüm Oranı: 1.37:1
Kullanılan Kamera: Arri Alexa XT, Cooke S5 and Zeiss Ultra Prime Lenses
Ülke: Polonya, İngiltere, Fransa
Yönetim: Pawel Pawlikowski
Senaryo: Pawel Pawlikowski, Janusz Glowacki, Piotr Borkowski.
Görüntü Yönetimi: Lukasz Zal
Kurgu: Jaroslaw Kaminski
Sanat Yönetimi: Katarzyna Sobanska-Strzalkowska
Oyuncular: Joanna Kulig, Tomasz Kot, Borys Szyc, Agata Kulesza, Cédric Kahn, Jeanne Balibar, Adam Woronowicz, Adam Ferency, Drazen Sivak, Slavko Sobin, Aloïse Sauvage, Adam Szyszkowski, Anna Zagórska, Tomasz Markiewicz, Izabela Andrzejak, Kamila Borowska, Katarzyna Ciemniejewska, Joanna Depczynska.
Filmin yönetmeni Pawel Pawlikowski, 15 Eylül 1957 de Polonya, Varşova’da doğdu. Senarist, yönetmen ve de oyuncu.
Gerçek İsmi: Pawel Pawlikowski
Diğer Bir İsmi: Paul Pawlikowski
Burcu: Başak
Oxford Üniversitesinden Edebiyat ve Psikoloji alanlarından mezun olduktan sonra akademik yaşamdan ayrılmayarak Alman Edebiyatı ve Çağdaş İngiliz Filmleri alanlarında doktora yapmış. Ardından BBC de belgesel yönetmeni olarak çalışmış.
2000 yılında çektiği “Last Resort” filmi Toronto ve Sundance film festivallerinde gösterilerek ona uluslararası alanda şöhreti getirdi. Bu filmle ‘Umut Vaat Eden Yeni Yönetmenler’ dalında BAFTA ödülünü kazandı.
Oxford Üniversitesinde çalışırken profesörlerinden birinin karısı olan Halina Wolinska-Brus ile tanıştı ve onu hoş ve esprili yaşlı bir kadın olarak görüp dostluğunu ilerletti. Fakat sonra bu tatlı kadının Stalin döneminin en ünlü infazcılarından bir olup yüzlerce masum insanı idama gönderdiğini keşfetti. Bu karakteri “Ida” filminde ‘Bloody Wanda – Kanlı Wanda’ olarak kullandı.
2006 yılında “The Restraint of Beasts” filminin çekimleri esnasında bir Rus göçmeni olan karısına kanser teşhisi kondu. Pawlikowski filmin çekimlerine ara vererek karısının yanına koştu ve ölene kadar başucundan ayrılmadı. Annelerini kaybeden çocukları okuldan mezun oluncaya kadar beş sene yönetmenliğe ara verdi.
“Cold War” ın yanısıra diğer filmleri arasında; Ida (2013), Gizemli Kadın (2011), Ask yazim (2004) gibi yapımları sayabiliriz. .
Yeni projesi ise ön prodüksiyon aşamasında olan “Limonov”
“Cold War” Filminin görüntü yönetmeni Lukasz Zal ise 24 Haziran 1981 de Polanya Koszalin’de dünyaya gelmiş.
Pawel Pawlikowski’nin yönettiği “Ida” filmi ile Oscar ve BAFTA ödüllerine aday olmuş. Yine görüntü yönetmenliğini üstlendiği “The There After” (Yön. Magnus von Horn) prömiyerini 2015 Cannes Film festivalinde yapmış.
“Dovlatov” (Yön. Aleksiej German Jr.) filmi ise 2018 yılında Berlin Film Festivalinde Altın Ayı, ödülüne adayı olmuş.
Lukasz, Aneta Kopac’ın yönettiği ve Polonya’nın Oscar adayı belgeseli “Joanna” nın da görüntü yönetmeni. Yine Oscar adayı olan animasyon uzun metraj “Loving Vincent” filmi’nin de Dorota Kobiela ve Hugh Welchman ile birlikte üçüncü görüntü yönetmeni.
[metaslider id=”4081″]
Artırılmış Gerçeklik – Augmented Reality (AR)
Artırılmış Gerçeklik- Augmented Reality (AR) ve Video ArtVideo Art (Video Sanat), görsel ve işitsel ortamlarda hareketli görüntülerin kullanılması ile oluşturulan bir sanat formu olarak tarif edilebilir.
Bir konuyu, kavram ve düşünceyi sesle desteklenen hareketli görüntüler eşliğinde sunmayı amaçlayan Video art 1960’lı ve 70’li yıllarda kullanıma sunulan tüketici tipi video teknolojisi – özellikle Sony firmasının Portapak ürünü- ile başlayan ve birçok formda ifade edilebilen bir sanat şeklidir.
Video Art ürünleri galeri ve müzelerde gösterilen enstalasyon veya kayıtlar, internet üzerinde dağıtılan, DVD, televizyon, video monitör veya projeksiyon makinesi ile gösterilen canlı veya önceden kaydedilmiş görüntüler ve ses şeklinde izlenceye sokulabilir.
Video Art ismi video kayıt teknolojisinin ilk dönemlerinde kullanılan orijinal analog video bant ’tan gelir.
Dijital teknolojinin ortaya çıkması ile daha gelişmiş ve sanatçılarına daha geniş olanaklar sunulabilen bir sanat dalı haline dönüşmüştür.
Video Art geleneksel sinemadan farklıdır ve onun uyduğu birçok kurala uymayabilir; oyuncu, diyalog, hikâye, plot vs kullanmayabilir. Bu özellikleri ile geleneksel sinemanın dalları arasında yer alan avangart- öncü film, kısa film, deneysel film vs türlerinin dışında kalan bir tür olarak da tanımlanmaktadır.
Video Art sanatının gelişiminde New York merkez teşkil eder; 1972 yılında Steina ve Woody Vasulka, Dimitri Devyatkin, Shridhar Bapat gibi sanatçılar tarafından kurulan “Kitchen-Mutfak” bu sanatın çekirdek kuruluşudur.
Artırılmış Gerçeklik- Augmented Reality (AR) ise günümüzün en popüler konularından biridir.
Araştırmacılar televizyon veya bilgisayar ekranında gördüğünüz grafikleri oradan alıp gerçek dünya ile birleştiriyorlar ve bu yeni teknolojiye Augmented Reality – Artırılmış Gerçeklik (AR) adını veriyorlar. Bununla da kalmayıp bu grafikleri ses, koku, dokunsal geri bildirim ile birleştirip yeni bir dünya yaratıyorlar. Çok yakınlarda bildiğimiz normal bir gözlükten farkı kalmayacak olan AR ekranları, geliştirici grafikleri sesle birleştirerek gördüğümüz her şeyi farklı kılacak. Başımızı her hareket ettirdiğimizde de bu geliştirilmiş görüntü değişecek.
Artırılmış Gerçeklik- Augmented Reality (AR) Nedir?
Cihazların cisim tanıma özelliği kullanılarak, sanal nesnelerin gerçek görüntülerin üzerine bindirilmesine denir. Bu teknolojiden faydalanabilmeniz için; bulunduğunuz ortamda internet erişiminin ve elinizde artırılmış gerçekliği tanımlayacak cihazların (akıllı gözlük, akıllı telefon ya da tablet) bulunması gerekir. Ayrıca Augmented Reality üzerine tanımlanmış olan uygulamalardan birinin bu cihazınızda yüklü olması da şarttır. Bu koşullar gerçekleştikten sonra; Augmented Reality için tasarlanmış görseli cihazınızda ki uygulama ile tanımladığınızda, cihazınız görseli algılıyor ve yeni bir görüntüyle karşılaşıyorsunuz.
Microsoft’un ürünü olan Hololens ve Meta adlı firmanın AR 2 adlı gözlükleri artırılmış gerçeklik alanında öne çıkan ürünlerden.
Artırılmış Gerçeklik- Augmented Reality (AR)Kullanım Alanları Nelerdir?
Sinema: AR uygulaması sayesinde; billboard’u cihazınızla tanımlayıp, filmin fragmanını cep telefonunuz üzerinden izleyebileceksiniz. Bilet satın almak istiyorsanız da videonun sonunda çıkan linklerden kolaylıkla seans bilgilerini öğrenip, bilet temin edebileceksiniz.
Sanat ve Müzeler: AR uygulaması ile müzeleri gezebilir ve orada yer alan sanat eserleri hakkında detaylı bilgiyi alabilirsiniz.
Turizm: Yabancı bir ülkede gezerken karşınıza tarihi bir bina çıktı ama adını bilmiyorsunuz.ve o bina hakkında bilgi sahibi değilsiniz. Telefonunuz binayı tanıyarak, hemen tarihini paylaşıyor.
Eğitim: Artırılmış gerçeklik teknolojisi ile İnteraktif modellerle öğrenmeyi kolaylaştırmak mümkün olacak.
Pazarlama: Augmented Reality denince akla ilk gelen sektörlerden biri pazarlama. Firmalar, ürünlerini daha interaktif bir şekilde pazarladıklarında müşteri etkilemek daha kolaylaşıyor ve oluşturulan kampanyalar farklılık yaratıyor.
Emlak: Emlak ofislerin camına asılan ilandan veya bir dergide gördüğünüz ilandan, evin tanıtıcı videosunu izleyebilir; videonun sonunda yer verilecek ilan sahibi bilgilerinden ev ile ilgilenen kişiye tek tıkla ulaşabilirsiniz.
Alışveriş: Almak istediğiniz bir kıyafetin üzerinizde nasıl duracağın merak ettiğinizde artırılmış gerçeklik uygulamaları o kıyafeti bir şekilde sizin üzerinize yerleştiriyor. Böylece nasıl duracağı hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz. Tabii bir de süpermarkette gezerken ürünler hakkında detaylı bilgi almak için de kullanmak mümkün
Cihaz Kurulumu ve Tamir: Yeni aldığınız cihazınızın interaktif kutusu sayesinde, kurulum videosu karşınıza çıkabilir. Böylece artık el kitapçıklarını okumanıza gerek kalmaz.
Aynı şekilde bir arıza durumunda tamir için servisi çağırmanıza gerek kalmayabilir. İlk etapta siz tamir etmeyi deneyebilirsiniz.
Dekor: Aldığınız evi nasıl dekore edeceğiniz hakkında ürünleri satın almadan bilgi sahibi olmak istiyorsunuz. AR teknolojisi ile ürünlerin, evinizde nasıl durduğunu kolaylıkla görebilirsiniz.
Lojistik: Artırılmış gerçeklik teknolojisinin faydalı olacağı alanlardan biri de lojistik. Burada palete konulması gereken ürünler bize bir oyun eşliğinde sunuluyor
Oyun: Pokemon Go gibi oyunların arkasında yatan teknoloji de artırılmış gerçeklik.
Ordu: Askerler zemin, hava şartları ve düşman kampları üzerine detaylı bilgiye artırılmış gerçeklik teknolojisi sayesinde ulaşabilecekler. Bunun için akıllı gözlükler geliştirilmekte
İnşaat: İnşaat alanında öne çıkan artırılmış gerçeklik gözlüğü DAQRI, Akıllı Kask uygulamaları halen kullanılmakta.
[metaslider id=”3993″]
‘); ?>
“A STAR IS BORN – BİR YILDIZ DOĞUYOR “
A STAR IS BORN
Jackson Maine (Bradley Cooper) diyor ki…
“Look, talent comes everywhere, but having something to say and a way to say it to have people listen to it, that’s a whole other bag.”
“Yetenek kolay bulunur fakat söyleyecek bir şeyi olmak ve onu nasıl söyleyeceğini bilmek ve de insanların dinlemesini sağlamak, bak işte bu tümüyle başka bir çantada gelir.”
[metaslider id=”3834″]
Alfonso Cuarón ve Filmleri
Alfonso Cuarón
Alfonso Cuarón Orozco 28 Kasım 1961 de Mexico City, Meksika’da dünyaya geldi. Çocukluk yaşlarından itibaren ya film yönetmeni ya da astronot olmak istiyordu. Fakat orduya katılmak istemediği için astronot olma hayaline veda etti, film yönetmeni olma arzusuna sıkı sıkı sarıldı.
Evine çok yakın bir mevkide iki sinema stüdyosu vardı; “Studios Churubusco” ve “Studios 212”. Bu stüdyoları neredeyse her gün ziyaret ediyordu. Temel eğitimini tamamlayınca hemen bir sinema okuluna başvurdu; C.C.C. (Centro de Capacitación Cinematográfica).
Fakat reddedildi, çünkü okul 24 yaşın altında öğrenci kabul etmiyordu. Ardından sinemaya hiç sıcak bakmayan annesinin ısrarıyla felsefe okumaya başladı.
Ama Alfonso Cuarón’un sinema arzusu sönmemişti
C.U.E.C. (Centro Universitario de Estudios Cinematográficos) sinema okuluna da kaydoldu. Sabahları felsefe, akşamları sinema okuyordu. Aldığı felsefe eğitiminin sinema kariyerine büyük katkısı olduğu psikolojik gerilim atmosferi yüksek katmanlar taşıyan filmlerinden kolaylıkla anlaşılır.
Alfonso Cuarón’un birbiri ardı sıra çevirdiği filmler onun ülkesinde tanınmasını sağladı ama uluslararası şöhrete 2004 yılında yönettiği “Harry Potter and Prisoner of Azkaban-Harry Potter ve Azkaban Tutsakları” filmi ile ulaştı.
130 milyon dolar bütçe ile çekilen film dünya çapında 800 milyon dolar gişe yaptı.
2018 yılında yazdığı, yönettiği, görüntü yönetmenliğini yaptığı ve de ortak kurgucu olarak katkıda bulunduğu çocukluk anılarının hikayesini anlatan “Roma” filmi çok ses getirdi. 2019 “Golden Globe-Altın Küre” ödüllerinde “Yabancı Dilde En İyi Film” seçilirken yönetmene de “Sinema Dalında En İyi Yönetmen” ödülünü kazandırdı.
Alfonso Cuarón’u önümüzdeki dönemde “A Boy and His Shoe” isimli projede senaryo yazarı olarak göreceğiz. Film, ailesi ile birlikte İskoçya’ya taşınan bir Fransız kızın sorunlu iki İskoç oğlan ile olan ilişkisini anlatıyor.
[metaslider id=”4029″]
2018 Yılı Filmlerinden Kareler
[metaslider id=”3974″]