Sinema Filmi Yönetmeni Hakkında Kısa Bir Makale, 2

posted in: Film Yönetimi | 0

Sinema filmi yönetmeni hayal gücü geniş olan kişidir…

Sinema filmi
Yönetmen koltuğu

 

Sinema filmi yonetmeni kültürün bütün damarlarından beslenmeli ve iyi gözlem yapıp gördükleri üzerinde düşünebilmelidir

Felsefe, Psikoloji, Düşünce Tarihi, Sosyoloji, Edebiyat, Semantik gibi bilimler kişiliğini

geliştirme konusunda ona yardımcı olacak disiplinlerdir.

Sinema öğrencileri genellikle eski film yapım kurallarını modası geçmiş olarak kabul ederler.

Neticede bir sinema filmi yapımı özel bir şeydir, insan filme kendinden çok şey katabilir ve kuralları eğip bükebilir.

Film yapım kuralları da sürekli değişiyor.

Film yapımı değişiklikleri ve yenilikleri kullanabilen bir daldır.

Ama bu değişiklikleri ve yenilikleri olumlu yönde kullanmak lazımdır.

Sinemada “olumlu” demek izleyiciyi filme katacak ve izlettirecek her şey demektir.

Seyirciyi sıkan filmden kaçıran her şey olumsuzdur.

Sinema filmi yönetmeni olmak isteyen meraklıları bazı öneriler…

  • Her şeyden önce seyirciyi tanıyın.
  • Kendinizi onun yerine koyun.
  • Öznel değil nesnel olmaya çalışın.
  • Hikayeye nasıl katıldıklarını gözlemleyin.
  • Seyircinin alışkanlıkları olduğunu ve yıllardır koşullandırıldığını unutmayın.
  • Yenilik ve denemelerin cesursa peşinden koşun, ama kuralları değiştirmeden ve yeni kuralları koymadan önce eski kuralları öğrenin.

Sinema eseri yapımı aynı zamanda büyük paraların harcandığı ve büyük getirilerin de

olabileceği ticari ve mali bir iştir.

Bu durum yönetmen ve yapımcı arasındaki her zaman da iyi olmayan ilişkileri getirir

Bir yapımcı, özellikle Amerikan sinemasındaki yapımcılar, proje üzerinde mutlak kontrolü olabilecek kişidir.

Örneğin, yönetmen her zaman oyuncu seçimi üzerinde mutlak kontrol sağlayamayabilir.

Filmin iş yapmasını ve stüdyonun az masrafla fazla kazanç sağlamasını ön planda gözeten

yapımcı bu konuda söz sahibidir..

Amerikan sinemasında büyük stüdyoların yapımcıları senaryodan, filmin son kurgusuna

kadar her konuda veto yetkisine sahiptirler ve sıklıkla yönetmen ile ters düşebilirler.

Profesyonel anlamda yapımcıların olmadığı ülkemizde ise durum biraz farklıdır.

Tanınmış yönetmenlerimizin çoğu, Ömer Kavur, Atıf Yılmaz, Ali Özgentürk, Feyzi Tuna, Emin Alper, Yeşim Ustaoğlu hem yönetmen, hem de yapımcıdır.

Bu durum sinema filmi yönetmenlerinin, bir yandan yapımcılığın gerektirdiği bir sürü bürokratik işlemle uğraşarak sanatsal aktivitelerine yoğunlaşmalarını zorlaştırırken, bir yandan da onlara istediği seçimleri yapabilme özgürlüğünü tanıyor.

Yönetmenlerin bu çifte şapkalı durumlarının en olumsuz etkisi o sinema filmi için etkin bir pazarlama yapılamaması şeklinde ortaya çıkar.

Ama Türk sineması geliştikçe profesyonel yapımcıların da bu göreceli zayıf endüstride yerini alacağına inanabiliriz.  Nuri Bilge Ceylan ve Zeynep Özbatur birlikteliği buna örnek verilebilir.

Yukarıda verilen bilgilerin çerçevesinde bir yönetmenin sorumluluklarını şöyle sıralayabiliriz;

  • Filmin tüm artistik vizyonunu oluşturmak,
  • İçeriği kontrol edip , film akışını sağlamak,
  • Oyuncuların duygu oluşumlarını ve performanslarını yönetmek.

Devam edecek…

 

Gölge ve Sinema

posted in: Sema Fener Yazıları | 0

Gölge

 

Gölge
Gölge

 

Gölge, sözcük anlamıyla, ışıkla aydınlatılmış objelerin ters tarafına düşen karaltıdır.

Fakat, ilkel çağlardan bu yana gölgenin, insanoğlu için bu fiziksel olguyla karşılaştırıldığında ağır basan yan anlamları vardır.

Golge, özellikle bir metafor olarak insan gölgesi, kimi kavimlerde kişinin sahip çıkması gereken ‘ruh’u olarak kabul ediliyordu.

Gölge’nin tarihsel bağlamda tanımı

Antik çağlarda ise Socrates, gölgeye metafizik bir anlam yüklemişti.

Socrates’e göre, ışık mükemmel ve kutsal bir iyilik ideası ile özdeşken, içinde yaşadığımız gerçek dünyayı da içeren gölgeler dünyası, belirsizlik, bilinemezlik ve geçicilik ile karakterize ediyordu.

Böylece gerçekliği, maddesel ve ruhsal olarak ikiye ayırmıştı.

Bu bakış açısı, Batı felsefesini ve dinleri derinden etkileyen en önemli düşünceydi.

Daha sonra gölge, tek tanrılı dinlerde ‘öte dünya’nın ve modern zamanlarda ise psikologlar tarafından kişiliğin karanlık yönlerinin simgesi olarak görülmeye başlandı.

Tarihsel açıklamalar da gösterir ki; gölge ve ona yüklenen anlamlar metafizik ve psikoloji bağlamında kilit bir dayanaktır.

Buna paralel bir biçimde gölge, insanı insana anlatan ve gerçekliğin en yakın temsili olarak kabul edilen sinema sanatında da geniş bir konudur

Gölge’nin sinemada estetik ve simgesel kullanımı

Sinemasal anlatıda gölge kullanımı, hem belirli dönemleri etkilemiş bir estetik, hem de bu estetikle beraber algılanan ve yorumlanan bir metafor ya da simge olarak karşımıza çıkmaktadır.

Gölge Estetiği:

Yukarıda belirtildiği gibi, ışık ve gölge birbirlerine karşıt olarak görülür.

Işık burada apriori’dir; çünkü ışık olmadan gölge varolamaz.

Bu yüzden de gölge, her zaman bir varlığın göstergesidir.

İnsan hareket ettiğinde gölgesi onu takip eder.

Böylece temel bir metafizik karşıtlığı içinde barındırmış olur: gerçek ve gerçek dışı.

Işık ve gölgenin ikiliği, aynı zamanda psikoloji terminolojisinde, bilinç ve bilinçaltının ikiliği anlamına gelir. Buna göre insan, ışık ve gölge, bilinç ve bilinçaltı arasında yarı aydınlık bir değerde yaşar.

Sinema, gerçekliği olduğu gibi yansıtabilen görsel bir sanat dalı olmasına rağmen, dış dünyaya olduğu kadar iç dünyaya da yönelmiştir.

Sinematograf aygıtı ilk bulunduğunda, sadece kameranın önünde gerçekleşen olayları kaydeden bir medyum olarak algılanmıştı. Fakat çok geçmeden bu medyuma özgü anlatı biçimleri geliştikçe, sinemanın simgesel ve dışa vurumcu ifadelere yatkınlığı keşfedildi.

Filmlerdeki gerçekçi görüntüler bilinci gösterirken, gölgenin en sık kullanılan öge olduğu dışa vurumcu görüntüler, bilinçaltını ya da gerçekdışı dünyayı anlatmak için kullanıldı.

Bilinçaltına eğilim ilk önce, 1910 ve 1920’lerde ortaya çıkıp, sinema sanatını derinden etkileyen Alman dışa vurumculuğunda göze çarpar.

Alman dışa vurumculuğu, karakterlerin iç dünyasını ve psikolojik durumlarını görselleştirmek için çarpık duran dekorlar ve eğik kamera açılarının yanı sıra kontrastı vurgulayan bir aydınlatma ve abartılı gölgelerden yararlanır.

Bu akımın en çok bilinen örneklerinden The Cabinet of Dr. Caligari (1919, Robert Wiene), Nosferatu (1922, F.W. Murnau) ve M (1931, Fritz Lang) stilistik mizansenleri ve gerçeküstüne eğilen konularıyla, denetimsiz ve korkutucu bir bilinç dışını betimler.

Bu filmlerde, insanın olumsuz ve karanlık yönleri gölge ile sembolize edilir.

Devam edecek…

 

.

 

Görüntü ve Filtreler.

posted in: Kamera | 0

Görüntü üzerinde renkli filtrelerin etkisi.

 

Görüntü
Görüntü

 

Görüntü’nün renk dengesi üzerinde kamerada çekim anında kullanılan renkli filtrelerin

büyük etkisi vardır.

Görüntü’nün renk dengesi;

artistik ve sanatsal etkiyi değiştirerek anlatıma katkıda bulunabilir.

Görüntü’nün renk dengesi;

arzu edilirse post prodüksiyon anında dijital yöntemler kullanılarak da benzer

şekilde değiştirilebilir.

Yukarıdaki şekilde sırasıyla magenta, mavi, cyan ve yeşil filtreler kullanılmıştır.

Magenta filtre: kırmızı + mavi

Cyan filtre: mavi + yeşil.

 

Sema Fener’in Sinema Kitapları

posted in: Sema Fener Kitapları | 0

Sema Fener’in Sinema Kitapları

 HD Sinematografi

Sinemanın dili görseldir. Başka bir deyişle Sinema görsel bir sanattır.
Günümüzün popüler teknolojisi olan yüksek tanımlamalı (HD-High Definition) görüntüleme Beyaz Perde ve Televizyon ekranında film görüntüsüne en yakın görüntüyü veren elektronik dijital görüntü yakalama ortamıdır. 35 mm film’in yaklaşık 4000 yatay piksele tekabül eden 4K çözünürlüğe sahip olduğunu varsayarak filmin çok daha detaylı ve keskin görüntüler vereceğini düşünebiliriz.
Elektronik görüntüleme yönteminin keşfedildiği ilk günlerinden beri başarılmak istenen filmin yakaladığı gölge ve ışık detayı, derinlik renk zenginliği gibi özelliklere sahip mükemmel görüntüye ulaşmak olmuştur. Sinematografır’a büyük kolaylıklar sunan diğer özelliklerin yanı sıra film görüntüsü ile eşdeğer kalitede bir görsellik sunmak bu görüntüleme yöntemindeki tüm teknolojik gelişme ve buluşların hedefidir.
Sayfa Sayısı: 194
Baskı Yılı: 2013
Dili: Türkçe
Yayınevi: Es Yayınları

 İngilizceden Türkçeye Açıklamalı Sinema Televizyon Video Terimleri Sözlüğü 

Sema Fener’den 3.000’den fazla terimi ve açıklamasını içeren sinema-televizyon-video sözlüğü!
Sinema ve televizyon sektöründe çalışanların, post prodüksiyon sektörü elemanlarının, üniversitelerin sinema-TV bölümü öğrencilerinin, sinema sanatı ile ilgilenenlerin, meraklı sinema izleyicilerinin yabancı dildeki yayınları dil sorunundan dolayı takip edemediklerini düşünerek hazırladığım ‘HD Sinematografi’ kitabına ek olarak şimdi bu sözlüğü hazırladım.
Bu sözlükte sinema, televizyon ve video uygulamaları ile ilgili İngilizce sözcüklerin, (Sinemayı konu alan İngilizce yayınların bolluğunu düşünerek) teknik terimler, sinema akımları, başlıca sinema kuramları ve kurumları, sinema tarihinde önem taşıyan olay ve keşifler ile ilgili temel kavramlar olmak üzere, Türkçe karşılıklarını ve kısa açıklamalarını bulacaksınız.Her an başvurulabilecek, okunması kolay, kullanılması pratik bir sözlük olmasını umuyorum…
Sayfa Sayısı: 320
Baskı Yılı: 2014
Dili: Türkçe
Yayınevi: Yitik Ülke Yayınları

Tiyatro, Sinema, Televizyon, Dizi Oyunculuğu

Hem sinema, hem de tiyatro alanında çok başarılı bir kariyer çizen aktris Glenn Close bir keresinde “iyi bir oyuncu kendisini çevreleyen ortamın moleküllerini parçalayıp dört bir yana savurabilen oyuncudur” diyerek oyunculuğun nasıl bir bağlılık ve yoğunlaşma gerektirdiğini veciz bir şekilde vurgulamıştı. Tiyatro sahnesinde oyuncunun bu molekülleri salonun en arka sıralarına kadar taşıyabilmesi gerekirken sinemada bu moleküllerin ulaşması gereken yer kamera objektifidir. Bu bağlamda oyunculuk eğitiminin olmazsa olmazlarının yanı sıra, oyuncu adaylarının uğraş verecekleri konuyu daha iyi tanımaları ve dallar arasındaki farklılıkları özümseyebilmeleri amacıyla tarihsel, şekilsel, sanatsal ve teknik anlamda genel bir bilgi çerçevesi oluşturmaya çalışan bu kitap, 22 bölümden oluşuyor ve 281 sayfa.

Oyunculuk insan doğasında var olan bir olgudur. Çoğu zaman bunun, farkında bile olmaz insan. Bebeklik çağından gelişme ve büyüme aşamalarında yer yer, kimi zaman, çocuğun anne ile oynamasında, kimi zaman, gördüklerini hareket ve sesle taklit ederek, kimi zaman, elde olmayan nedenlerle bir kişinin diğer kişiye olan sahte hayranlığının sergilenişi, kimi zaman, olmayan bir duyguyu varmış gibi göstermeye çalışarak, kimi zaman, kızarak, gülerek ağlayarak vs. yapar bunu.Tüm bu saydıklarımızı herkes, akıl ve vücut kullanımı ile çeşitli boyutlarda sergileyebilir. Kimi zaman beğeni kazanılır, kimi zaman izlenmez bile. Kişi izlenilmese de kendisini, kendinde becerisi olduğuna inandırır. Zaman içinde insanların bu biçimde insanlara, yeteneklerini sergilemesinin bir yolu olması gerektiğini düşündürmüş ve becerilerinin geliştirilip sergilenmesi için eğitimin gerekli ve önemli olduğu görüşüne inanmanın, doğru olacağına karar vermişlerdir.Tüm farklılıklara rağmen tiyatro ve sinema oyunculuğu eğitimlerinin birbirlerinden çok farklı metotlar içerdiğini de söyleyemeyiz.

Bu kitapta, oyunculuk eğitiminin olmazsa olmazlarının yanı sıra, oyuncu adaylarının uğraş verecekleri konuyu daha iyi tanımaları amacıyla tarihsel, şekilsel, sanatsal ve teknik bağlamda bir genel bilgi çerçevesi de oluşturulmaya çalışıldı.
Sayfa Sayısı: 281
Baskı Yılı: 2014

Yazarlar: Sema Fener, Yıldırım Yanılmaz

Dili: Türkçe

 Sinema Senaryoları Nasıl Yazılır?

“Yaşar Kemal yazar, biz resimleriz.”
-Ömer Lütfi Akad-

Senaryo hem edebi, hem de teknik bir metindir… Bu kitapta, güncel filmlerin yanı sıra sinema tarihine mal olmuş filmlerden alınan örneklerle desteklenen pratiğe yönelik sade ve yalın bir anlatım kullanıldı. Öykü, öyküleme, olay örgüsü, film fikri, senaryo, sinopsis, çekim senaryosu, tretman, teknik dekupaj gibi sıklıkla birbirine karışan kavramlar film oluşumuna giden bir dizin içinde kategorize edilerek bu karışıklığı önleyen ve senaryo yazmak isteyenlere yol gösteren bir şablon oluşturuldu. “Sinema Senaryoları Nasıl Yazılır?”, senaryo yazma teknikleri üzerine yeni ve güncel bir kaynak kitap.
Sayfa Sayısı: 232
Baskı Yılı: 2015
Dili: Türkçe

Baskı Sayısı: 2. Baskı
Yayınevi: Yitik Ülke Yayınları

https://www.dr.com.tr/Kitap/Sinema-Senaryolari-Nasil-Yazilir/Sanat-Tasarim/Sinema/urunno=0000000646489

https://www.idefix.com/Kitap/Sinema-Senaryolari-Nasil-Yazilir/Sanat-Tasarim/Sinema/urunno=0000000646489

https://yitikulkeyayinlari.com/urun/sinema-senaryolari-nasil-yazilir/

Sinemanın Özü Kısa Film

Günümüzde her yurttaş gazeteci. Akıllı telefonlar, tabletler yardımıyla günlük yaşamda yakalanan görüntüler; olaylar, yaşam, doğa, anında paylaşıma sunuluyor. Elektronik ve bilgisayar teknolojisindeki bu gelişmeler kısa filmi de başka bir platforma taşıdı. Dijital olanakları kullanarak film çekmek daha kolay ve düşük maliyetli. Hazırlanan ürünün web üzerinden online gösterime sunulması uluslararası izlence dünyasında kolay ve hızlı dolaşımı sağlarken, kısa filmciye de sınırları aşan yeni bir kimlik kazandırdı.  Bir ülkede sinemanın gelişebilmesi için önce sinemasal anlatımın özü olan kısa filmlerin çekilmesi ve izlenceye sunulması gerekir. George Lucas, Wes Anderson, Ridley Scott gibi ünlü yönetmenler sinema öğrencisi oldukları dönemde çektikleri birer kısa filmle göze çarparak ana akım sinema endüstrisine hızlı bir geçiş yapmışlardır. Bu kitap, bir filmin nasıl çekileceğinin genel kurallarını günümüz gelişmeleri ışığında tüm öğeleriyle anlatan ve bunların kısa film özeline nasıl uygulanacağını açıklayan bölümlerden oluşuyor. Hem güncel, hem de yerel, hem de evrensel bir kitap..

Medya Cinsi : Ciltsiz

İlk Baskı Yılı : 2017

Hamur Tipi : 2. Hamur

Sayfa Sayısı : 360

Ebat : 14×21

Baskı Sayısı : 1. Basım

ISBN: 9786059782579

https://www.dr.com.tr/Kitap/Sinemanin-Ozu-Kisa-Film/Sema-Fener/Sanat-Tasarim/Sinema/urunno=0001688267001

https://www.idefix.com/Kitap/Sinemanin-Ozu-Kisa-Film/Sema-Fener/Sanat-Tasarim/Sinema/urunno=0001688267001

Sinemanın Özü Kısa Film