Brian De Palma
Brian Russell De Palma 11 Eylül 1940 da doğdu.
Gerilim, Psikolojik Gerilim ve Polisiye türü filmler üreten ünlü Amerikalı Yönetmen ve Senaryo Yazarı.
Brian De Palma’nın renklerin görsel hikâye anlatımının önemli bir aracı olması yolunda günümüz yönetmenlerinin ilham kaynağı olduğu tartışılmaz bir gerçektir
Brian De Palma, altmışlı yılların çok önemli ve kendinden sonra gelen kuşakları etkilemeyi başaran bir yönetmenidir.
Değişik kategorilerde 14 sinema ödülüne sahiptir.
28 adet adaylığı vardır.
Bir kült klasiği olan Hi, Mom! ve Stephen King’in Carrie‘sinin aynı ismi taşıyan ikonik film uyarlamasının yanısıra 40 dan fazla film yönetmiştir.
Bunların arasında Snake Eyes – Yılan gözler, Carlito’s Way – Carlitonun Yolu, Body Double– Sahte Vücutlar, Scarface –Yaralı Yüz, The Untouchables – Dokunumazlar, Mission: Impossible- Görevimiz Tehlike gibi filmleri sayabiliriz.
De Palma’nın kendisi de son derece stilize edilmiş ve görsele dayanan bir anlatımı olan Alfred Hitchcock’tan derinden etkilenmiştir.
De Palma film karakterlerini izleyicilere tanımlamak için güçlü bir renk duygusu kullanır.
Renkleri bir ruh halini veya metamorfozu vurgulamak için de kullanır.
Yani renkler bir “eşik” tanımlamanın da aracıdır.
“Bir renk sadece bir zaman veya yer değil, bir ruh hali, bir metamorfoz, bir eşik anlamına da gelebilir.”
Carrie’de, maviler ve kırmızılar dönüşümlü kullanılırken, Sissy Spacek’in karakterinin anlık zafer hali (cool blues) ile işkencecilerinin çekimlerinde kullanılan kırmızı arasında güçlü bir kontrast oluşturulur.
Carrie – GÜnah Tohumu. Sisy Spacek
O acımasız şaka uygulanırken Carrie’nin serin mavi dünyası kırmızı ışık ve fantastik parıltılar tarafından istila edilir ve izleyici filmin kaotik doruk noktasına görsel olarak yönlendirilir.
Başlıca tematik kaygılarından biri olan, “şiddetin karakterleri üzerindeki dönüştürücü etkisini” iletir.
De Palma uzun süre şiddete maruz kalan iyiliğin nasıl kötülüğe dönüştüğünü renklerle anlatır.
Soğuk-cool renklerden sıcak renklere geçiş gibi; sahne veya karakteri kaplayan mavi veya yeşilin rahatlatıcı dünyasının, kırmızı veya kahverengiye dönüşümü gibi.
Yaralı Yüz
Doğaüstü ile ilgisi olmayan filmlerde bile De Palma’nın renk kullanımı hipnotik, canlı ve halüsinasyoneldir.
De Palma’nın Estetik saplantılarından biri, filmin hayata benzeyen ama olmayan bir araç olarak yapaylığı; “filmselliği”dir.
Hitchcock gibi De Palma da sinemanın algı ve bilinç üzerinde oynadığı hilelerden etkilenmiştir.
Her iki öğe de yanlışlıkla bir cinayet kaydeden Hollywood ses kayıt teknisyeni hakkındaki ihmal edilmiş bir film olan Blow Out’ta (1981) açıkça görülür.
Filmin sinematografisi Vilmos Zsigmond’a yapım tasarımı da Paul Sylbert’e aittir.
Ve bu iki teknik sanatçı filmde bizimkine benzeyen ama yine de tamamen yabancı, ürkütücü bir psikolojik alanı başarıyla yaratırlar.
De Palma, rengi hem bir anlatı aracı olarak hem de sinema ve gerçekliğin doğasını, ikisinin birleştiği ve nerede ayrıldıklarını keşfetmenin bir yolu olarak izleyiciye sunar.
De Palma’nın sinematik hayallerini tasarlamak için renk psikolojisini nasıl kullandığını keşfetmek her film yapmak isteyen kişinin peşinde koştuğu bir hayaldir.
Flmografi:
- Carlito’nun Yolu – Carlito’s Way (1993)2. Patlama– Blow Out(1981)
- Dokunulmazlar– The Ontouchables(1987)
- Görevimiz tehlike – Mission İmpossible (1996)
- Günah tohumu – Carrie (1976)
- Yaralı Yüz – Scarface (1983)
- Gizli kuvvet – The Furry (1978)
- Savaş Günahları – Casualities of War(1989)
- Cennetteki Hayalet – Phantom of The Paradise(1974)
- Cani – Dressed to Kill (1980)
Kaynakça: IMDB.