Oyunculuk Eğitimi… Bazı öneriler…

posted in: Oyunculuk | 0

Oyunculuk eğitimi…

 

oyunculuk eğitimi
Oyunculuk eğitimi

 

Oyunculuk, yetenek faktörünün de olması ile eğitim, beceri, bilgi ve çok çalışmakla elde edilir. Öğretileri içinde özetle SÖYLEM, (Düzgün ve Anlaşılır Konuşma) BEDEN KULLANIMI (Vücut Dili), SAHNE ALAN EĞİTİMİ, KONSANTRASYON, MİMİK, MÜZİK EĞİTİMİ ve DANS çalışması gibi başlıkları sayabiliriz.

Öğrenmenin sınırı ve zamanı yoktur. Bir oyuncu, son nefesine kadar öğrenir, uygular oyunculuğu…

Başarı, söylenileni anlamak, uygulamak ve uygulamayı ısrarla çalışmakla olur.

Oyuncunun uzunca dinlenme gibi fazla bir lüksü olmamalıdır. Prensiplerle günlük yaşamına başlayan oyuncu erken kalkar, gıdasını gereği gibi alır, sabah beden çalışmasını yapar, oyunculuğu ile ilgili görev almışsa onun çalışmasını, ezberini yaparak programı doğrultusunda prova ya da çekim alanına gider.

Başarısızlık, kişinin başarısız olacağını kendisine inandırması ile olur…

Çok tehlikelidir ve asla oyuncu olunamaz. Kişi kendi adına başarısızlığını anlayamaz.

Başarısızlık bir nevi tembelliktir.

Yeteneği olan her insan başarılı olabilir. Bunun sağlanması çok çalışmakla olur. Yılmadan ve azimle çalışmak…

 

Oyunculuğun temeli tiyatro eğitiminden geçer.

Oyunculuk eğitimi ile öğrenilen bilgiler beceri ile birleşince rol düzeyi olan bir vasıf elde edilir (Sanatçı).

Tiyatro ve Sinema – ki buna TV oyunculuğu da dahildir – oyunculuk sergilenişleri farklılıklar gösterir. Sinema ve Tiyatro oyunculuğunun farkları kullanılan alanlardaki çerçevesel boyutlardadır.

Tiyatro dediğimiz zaman öncelikle Tiyatro sergilenmesine uygun bir alan gelir aklımıza. Bu alanı, sahnesi, dekoru, ışığı ve izleyici koltuklarından yapılmış kapalı ya da açık alandan oluşmuş salon, Tiyatro Salonu ya da Açıkhava Tiyatrosu diye ifadelendirebiliriz.

Sinema denilince öncelikle Tiyatro Salonu gibi, sadece “ekran” dediğimiz “beyaz perde”nin olduğu salon gelir aklımıza. Geçmiş zamanlarda özellikle yaz aylarında “Yazlık Sinema“ lar da filmler gösterilerek izleyiciye değişik haz ve tat yaşatan hizmetler verilirdi.

Tiyatroda işlev olarak bir oyun – drama, Sinemada işlev olarak, Senaryonun görselleştiği bir konu sergilenmek durumundadır. Sinemanın bir özelliği de tek mekana bağımlı olmadan çeşitli mekanları canlı gibi göstererek onu ilginçleştirmesi bakımından da farklılık göstermesidir. Bu işi bilen yazarlar tarafından yazılmış oyunlar ve senaryolar, bu alanlarda ve mekânlarda oyuncular, teknik ve idareci elemanların da katkılarıyla oyunlarını sergiler, anlatılmak istenen oyunun ve sinemasal görüntünün ana fikrini, izleyicilere gerektiği biçimde aktarırlar.

İnsanı insana, insanlarla anlatan Sinema ve Tiyatro oyunculuğu genelde, bir çok insanın uygulama hatta, meslek edinme gibi arzularını ortaya çıkarmıştır.

Yapılan işlevin sanatsal boyutu da insanları davet eden konumdadır. Çünkü sanatta üretkenlik vardır ve üretkenliğin de sonu yoktur.

Sinema ve Tiyatro oyunculuğunu öğrenmek isteyen herkes oyunculuk tarihi hakkında fikir sahibi olmalıdır. Her sanat dalında olduğu gibi Sinema oyunculuğunun ve Tiyatro oyunculuk sanatının da bir tarihi vardır. Diğer sanat birimleriyle aynı paralelde doğmuş, gelişmiş ve zamanımıza kadar gelmiştir. Gelişmeye de devam edecektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Charlize Theron ve farklı yüzleri

posted in: Oyunculuk | 0

Charlize Theron ve rollerine göre geçirdiği değişim.

 

charlize -theron-ve-oyunculuk
Charlize Theron ve oyunculuk

 

1- Film: Prometheus – Karakter: Meredith Vickers

2- Film. AEon Flux – Karakter:  Aeon Flux

3- Film: Snow White and The Huntsman – Karakter: Kraliçe Ravenna

4- Film: Mad max Fury Road – Karakter: İmperator Furiosa

 

Sinema Tiyatro Oyunculuğu… En temel farklar nelerdir? İyi bir aktör ve aktris nasıl olunur?

posted in: Oyunculuk | 1

.Sinema Tiyatro Oyunculuğu…

 

Richard-Burton-tiyatro-sinema oyunculuğu-arasındaki-farklar
Richard Burton

 

Sinema tiyatro oyunculuğu arasındaki farkları incelerken sinema oyunculuğu bir çok oyuncu adayına “normal – kendi” olma durumunun dışında fazla şey gerektirmeyeceği düşünülerek cazip gelebilir. Tiyatro oyunculuğunun fazla fiziksel efor harcamayı gerektirmediği de düşünülebilir. Oyunculuğun gerçekleştiği mekan bir doğa sahnesi veya bir stüdyo olabilir.

Diğer oyuncular, teknik ekip, ışıklar, kameralar vs sizi çevrelediyse de, karşınızda gerçek seyirci yoktur.

Yönetmen “motor” dediği anda kendi kişiliğinizden izole olur, senaryoda yazılmış kişinin benliğine bürünürsünüz.

Eğer bu konuda başarısız olursanız karşıda gerçek seyirci olmadığı için her zaman geri dönüş imkanı vardır diye hesap yapmayınız.

Her tekrar zaman ve zaman da para demektir! Ve sinema projeleri de büyük bütçeler gerektirir.

Sinema Oyunculuğunun Tarihçesi

Sinema tarihçileri oyuncuların sinemaya uygun düşecek şekilde eğitilmelerine ilk kez kalkışan kişinin ünlü yönetmen-yapımcı D. W. Griffith olduğu konusunda fikir birliğine varmışlardır.

Griffith abartılmış jest ve mimiklerle karakterlerin canlandırıldığı teatral oyun tarzının sinema uygun olmadığına ve hatta komik düştüğüne karar verdi.

Oyuncularının kendi düzenlediği kurslara katılmalarını sağladı.

Prova ve egzersizlerle haftalar süren bu kurslar sayesinde oyuncuların bilgi ve yeteneklerini sinemaya uyum sağlayacak şekilde değiştirdi.

1927  yılında itibaren sesin filmlere dahil olması ise yeni tarz bir oyunculuğu gündeme getirmiştir.

Oyuncular için mimik ve jestlerin yanısıra diyaloglar da önemli hale gelmiş ve sesi yetersiz oyuncular perdeden silinmiştir.

Sinema Tiyatro oyunculuğu arasındaki temel farklar

Sinema ile Tiyatro oyunculuğu arasındaki temel farkları kısaca şöyle sıralayabiliriz;

İki üç saatlik bir süre boyunca karakterini geliştirebilen tiyatro oyuncusunun aksine sinema oyuncusunda bu devamlılıktan yoksundur.

Kesintili bir şekilde gerçekleşen çekimlere daha başlamadan karakterini geliştirmesi, olgunlaştırması  gerekir.

Kamera en ufak bir jesti bile yakalayıp 20-30 kez büyüttüğü için oyuncuların daha az şaşalı stilize bir oyunculuk sergilemeleri gerekir.

Makyaj, ışık, soft çekim gibi düzeltici uygulamalara rağmen perde oyunculara sahneden daha acımasız davranarak tüm kusurları ortaya çıkarır.

Bir oyuncu için sinemada duygularını yansıtmakta tiyatro sahnesinden daha zor ve ince bir iştir.

Tiyatroda abartılı jest ve mimikler kullanmak işi kolaylaştırırken sinema oyuncusu bunu çok daha az belirgin bir şekilde yapmalıdır.

Tüm bu şartların getirdiği engellemeler yüzünden birçok ünlü tiyatro starı da sinemaya geçiş sağlayamamıştır.

Ama Laurence Olivier, Glenn Close, Julie Andrews, Kevin Spacey, Matt Dillon, Sarah Paulsen, Cuba Goodig Jr. gibi oyuncuların hem sinemada hem de tiyatroda çok başarılı olduklarını da unutmayalım.

Başarılar…

 

 

Ralph Fiennes ve Oyunculuk

posted in: Oyunculuk | 0
Ralph- Fiennes-oyunculuk
Ralph Fiennes

 

Ralph Fiennes ve Oyunculuk

“Ben karakterlerin sadece A yüzü ile değil B yüzü ile de ilgiliyim. Bir oyuncu olarak kendimiz olmayan bir insanın psikolojisini anlamak zorundayız. O karakterin ruhunda taşıdığı zıtlıkları kavramak daima daha dramatik bir oyun üretir.”

Ralph Fiennes.