Yurttaş Kane Filmi ve Görüntü Yönetmeni Gregg Toland

posted in: Kamera | 0

Yurttaş Kane Filmi, şimdiye kadar yapılmış en önemli filmlerden biri olma özelliğini taşıyan bir yapıt. Günümüzden yaklaşık 77 sene önce çekilmesine ragmen modern filmlere – “Star Wars”, “Birdman”, “Renevant” –  ve Robert Altman gibi sinemacılara, ilham vermiş ve vermeye devam ediyor.

Yurttaş Kane Filmi’nin bu benzersiz özelliği konusu yanısıra (belki de konusundan daha fazla) uygulanan sinematografik anlatımda yatıyor.

Günümüzde de kullanılan ve o dönem için bir devrim sayılabilecek birçok anlatım tekniği, Orson Welles’in dehasının eseri olduğu gibi filmin görüntü Yönetmeni  Gregg Toland’ ın da eseri.

Gregg Tolland 1904 yılında dünyaya geldi. Orson Welles fotoğrafçılık hakkında bildiği her şeyi Gregg Toland’dan öğrendiğini söylemiş. Gerçekten bu ikili Yurttaş Kane Filmi’ni çekmeden önce bir hafta süreyle Welles’in evinde görüntüleme teknikleri – objektifler, kamera hareketleri, aydınlatma vs – üzerinde çalışmışlar.

Welles tüm kariyeri boyunca Toland’dan övgü ile bahsederek; çalıştığı en mükemmel ve hzılı kameraman olduğunu vurgulamış.

Filmin jeneriğinde kendi adının altına Tolland’ın da adını yazarak onu onurlandırmayı ihmal etmemiş.

 

yurttaş kane filmi3
Yurttaş Kane Jenerik

 

Tolland’ın filmografisinde çoğu Oscar’a aday olan; Les Misérables – Sefiller (1935), Çıkmaz Sokak (1937), Ölmeyen Aşk (1939), Gazap Üzümleri (1940), The Long Voyage Home – Eve Yolculuk (1940), Yurttas Kane (1941), The Little Foxes – Küçük Tilkiler (1941), Bir Meleğin Aşkı (1947) gibi filmler yer alıyor.

Welles ne kadar büyük bir dahi ise, Gregg Toland Welles’in kafasındaki fikirleri görüntüye dönüştürmek açısından o kadar dahidir.

Eğer Orson Welles görüntü yönetmeni olarak başka bir isimle çalışsaydı belki de karşımızda başka bir film olacaktı.

Yurttaş Kane Filmin’de kullanılan görüntüleme tekniklerini kısaca şöyle sıralayabiliriz;

  • Subjektif – Öznel kamera bakış açısı.
  • Geniş açılı ve dar açıklıklı bir objektifle elde edilen Alan Derinliği çok yüksek sahneler (aynı karede ön, orta ve arka plan net) sayesinde seyircinin ilgisini kamera hareketleri ve karakterin çerçeve içindeki hareketleri yardımı ile istenen noktaya yönlendirmek
  • Alışılagelmişin dışında bir aydınlatma tekniği; geri plandan yapılan yüksek kontrastlı aydınlatma, Alman dışa vurumcu geleneğin eseri olan ‘Film Noire – Kara Filmler’de uygulanan düşük anahtar ışıklı aydınlatma.
  • Görüntü karesinde tavanı da görecek şekilde (setlerde tavan olması gerektiğini hatırlatırcasına ki “Citizen Kane” de kullanılan tavanlar kumaştan yapılmış ve oyuncuların tam tepesine mikrofonlar yerleştirilmiş, – yani boom mikrofonlar yerine!) alt açıdan yapılan çekimler.
  • Karmaşık kamera hareketleri
  • Yakın plan yüz çekimleri.
  • Düz anlatım yerine flash-back ve flash- forwardlarla yapılan girişik anlatım.
  • Aksiyonu takip eden kesintisiz, uzun süreli çekimler. Oyuncuyu takip eden çekimler (o dönemde Steadicam gibi görüntü sabitliğini sağlayan taşınabilir aksesuarların olmadığını hatırlayalım ve “Birdman”  filminin benzer çekimlerini düşünelim!).
  • Orson Welles şöhretini radyoda ünlü “War of the Worlds – Dünyalar Savaşı” yayını ile yapan bir sanatçıydı. İyi bir kulağı vardı ve her türlü yeniliğe açıktı;
  • Citizen Kane filminin ses tasarımı da dönemine göre devrimci bir nitelik taşıyordu; diyaloglar birbirinin üstüne düşüyor ve karakterlerden birinin diyalogu bitmeden diğerinin diyalogu başlıyordu. Buna ilave olarak sahneler arasındaki bağlantı ya ses efektleri ile ya da devam eden diyaloglarla sağlanıyordu.

Kısaca belirmek gerekirsa Citizen Kane filmi hala geçmiş ve günümüzde yer alan hayli geniş bir yelpazedeki sinemacılara ilham verebilecek bir el kitabı olma özelliğini taşımaya devam ediyor.

 

[metaslider id=”2794″]

 

 

 

 

 

 

 

“Yurttaş Kane = Citizen Kane – 1941”

posted in: Sinema Tarihi | 0

Yurttaş Kane 

Yönetmen: Orson Welles,

Senaryo: Herman J. Mankiewicz, Orson Welles,

Görüntü: Gregg Tolland,

Müzik: Bernard Herrmann,

Oyuncular: Orson Welles, Joseph Cotton, Dorothy Comingore, Ray Collins.

Süre: 119dakika

Menşe: ABD

 

“Yurttaş Kane” filmi Orson Welles’in kişiliğinden dolayı daha çekilmeye başlamadan bir olay haline dönüşmüştür.

1915 yılında Wisconsin de doğan Orson Welles’in babası bir yazar annesi ise piyanistti. Annesi 1923, babası ise 1927 de ölen ve Amerikanın dahi çocuklarından kabul edilen ve daha ziyade kendi kendini yetiştirmiş bir kimliği olan Orson’un  kültürü ilk aile çevresinde ve daha sonraları Avrupa ve ABD de etkileşime girdiği bazı kültürel kurum ve çevrelerce şekillendirildi.

16 yaşında okuldan ayrılıp Dublin Gate Theatre da oyuncu oldu.

19 yaşında ilk tiyatrosunu kurup Shakespear oynayan genç adam, radyo da anlatıma dayalı bazı programlar da yapıyordu. 23 yaşında H.G. Wells’in Dünyalar Savaşı romanından uyarladığı ve radyonun normal yayın akışını keserek verdiği1938 Cadılar Bayramı programı ile Amerikalıları gerçekten Merihli’lerin istilasına uğradıklarına inandırarak ülke çapında panik yarattı.

Daha büyük başarılara imza atmak isteyen Welles Hollywood’a geçerek RKO şirketi ile (kendisine, istediği senaryoyu seçme, istediği bütçe ile çekme ve kurgulama hakkı tanıyan) o döneme göre inanılmaz bir kontrat imzaladı.

Welles in ilk uzun metrajlı filmi olan bu film son derece etkileyici ve güçlü bir kişinin Charles Foster Kane”in  (basın kıralı William Randolph Hearts veya silah kıralı Basil Zaharof’a ait olduğu söylenen) portresini çizer.

Tüm Barok stilizasyonuna, derin odaklanmasına ve karmaşık (sürekli Flash-back’lerle geriye dönülerek) anlatımına rağmen anlatılan daha senaryo aşamasında kurgulanmış bir kişidir.

Film üzerinde ‘girilmez’ yazan Xanadou Şatosu’nun kapısında giren kamera ile başlar ve kamera bizi ölüm döşeğinde yatan adama götürür. Adam son nefesinde elindeki cam topu yere düşürürken ağzından Rose Bud = Gül Koncası sözleri dökülür.

Charles Foster Kane’in ölümünün ardından kişiliği ve yaptıkları hakkında bir haber filmi başlar ve bu film bize onun hayatını özetler.

Daha sonra gazeteci Thompson bu gizemli kişilik ve özellikle son sözleri olan Rose Bud hakkında araştırma yapmak için şatoya gönderilir.

Thompson Kane in hayatında yer alan kişilerle konuşur ve gizemi çözmeye çalışır.

Xanadou Şatosunda yıllar boyu biriken antika mobilyalar, heykeller, tablolar satılmaya veya hayır kurularına bağışlanmaya başlar, bu arada seyirci Kane’ in çocukken bindiği kızağı görür üzerinde Rose Bud yazmaktadır. Kane ölürken çocukluğunu, o dönemdeki saf ve katıksız mutluluğunu hatırlamıştır.

Ne var ki kızağı Thompson göremez ve seyircinin çözdüğü sırrı gazeteci ve dolayısıyla kamu oyu öğrenemeyecektir.

Filmde kullanılan çekim teknikleri, örneğin derin odaklama, daha önce kullanılmışsa da  Welles ve Görüntü Yönetmeni Toland bu teknik ve yöntemleri filmin karmaşık yapısı içinde ustaca birleştirerek yarım yüzyılı aşan bir süredir tartışılan bir film ortaya çıkarmıştır.

Devam edecek…