.Sinema Tiyatro Oyunculuğu…
Sinema tiyatro oyunculuğu arasındaki farkları incelerken sinema oyunculuğu bir çok oyuncu adayına “normal – kendi” olma durumunun dışında fazla şey gerektirmeyeceği düşünülerek cazip gelebilir. Tiyatro oyunculuğunun fazla fiziksel efor harcamayı gerektirmediği de düşünülebilir. Oyunculuğun gerçekleştiği mekan bir doğa sahnesi veya bir stüdyo olabilir.
Diğer oyuncular, teknik ekip, ışıklar, kameralar vs sizi çevrelediyse de, karşınızda gerçek seyirci yoktur.
Yönetmen “motor” dediği anda kendi kişiliğinizden izole olur, senaryoda yazılmış kişinin benliğine bürünürsünüz.
Eğer bu konuda başarısız olursanız karşıda gerçek seyirci olmadığı için her zaman geri dönüş imkanı vardır diye hesap yapmayınız.
Her tekrar zaman ve zaman da para demektir! Ve sinema projeleri de büyük bütçeler gerektirir.
Sinema Oyunculuğunun Tarihçesi
Sinema tarihçileri oyuncuların sinemaya uygun düşecek şekilde eğitilmelerine ilk kez kalkışan kişinin ünlü yönetmen-yapımcı D. W. Griffith olduğu konusunda fikir birliğine varmışlardır.
Griffith abartılmış jest ve mimiklerle karakterlerin canlandırıldığı teatral oyun tarzının sinema uygun olmadığına ve hatta komik düştüğüne karar verdi.
Oyuncularının kendi düzenlediği kurslara katılmalarını sağladı.
Prova ve egzersizlerle haftalar süren bu kurslar sayesinde oyuncuların bilgi ve yeteneklerini sinemaya uyum sağlayacak şekilde değiştirdi.
1927 yılında itibaren sesin filmlere dahil olması ise yeni tarz bir oyunculuğu gündeme getirmiştir.
Oyuncular için mimik ve jestlerin yanısıra diyaloglar da önemli hale gelmiş ve sesi yetersiz oyuncular perdeden silinmiştir.
Sinema Tiyatro oyunculuğu arasındaki temel farklar
Sinema ile Tiyatro oyunculuğu arasındaki temel farkları kısaca şöyle sıralayabiliriz;
İki üç saatlik bir süre boyunca karakterini geliştirebilen tiyatro oyuncusunun aksine sinema oyuncusunda bu devamlılıktan yoksundur.
Kesintili bir şekilde gerçekleşen çekimlere daha başlamadan karakterini geliştirmesi, olgunlaştırması gerekir.
Kamera en ufak bir jesti bile yakalayıp 20-30 kez büyüttüğü için oyuncuların daha az şaşalı stilize bir oyunculuk sergilemeleri gerekir.
Makyaj, ışık, soft çekim gibi düzeltici uygulamalara rağmen perde oyunculara sahneden daha acımasız davranarak tüm kusurları ortaya çıkarır.
Bir oyuncu için sinemada duygularını yansıtmakta tiyatro sahnesinden daha zor ve ince bir iştir.
Tiyatroda abartılı jest ve mimikler kullanmak işi kolaylaştırırken sinema oyuncusu bunu çok daha az belirgin bir şekilde yapmalıdır.
Tüm bu şartların getirdiği engellemeler yüzünden birçok ünlü tiyatro starı da sinemaya geçiş sağlayamamıştır.
Ama Laurence Olivier, Glenn Close, Julie Andrews, Kevin Spacey, Matt Dillon, Sarah Paulsen, Cuba Goodig Jr. gibi oyuncuların hem sinemada hem de tiyatroda çok başarılı olduklarını da unutmayalım.
Başarılar…
kemal
çok faydalı bir yazı