Digital Görüntüleme
Bir Digital video kamerada görüntü oluşabilmesi için objektiften geçerek kameraya giren ışığın “Işık Bölücü” de (Beam Splitter) beyaz ışığı oluşturan mavi, kırmızı, yeşil bileşenlerine ayrılarak oluşan farklı görüntülerin her rengin kendi alıcısına (receptor) aktarılması gerekir.
Digital kamerada kullanılan bu alıcılar renge değil sadece parlaklığa duyarlı olduğu için görüntünün önce mavi, yeşil ve kırmızı bileşenlerine ayrılması şarttır.
Bu ayrılım işlemi esnasında, oluşacak görüntüde kayıplar yaşanmaması için her ışık ışınının eşit miktarda hava ve cam ihtiva eden bir yol boyunca hareket etmesi gerekir. “Işık Bölücü” de kullanılan ve mat yüzeylerinde biri sadece mavi ışığı diğeri ise kırmızı ışığı yansıtan iki adet dikroik ayna’nın yer aldığı üç prizma birbirine yapıştırılmıştır.
“Işık Bölücü” ye giren beyaz ışık ilk önce mavi dikroik aynaya ulaşır ve ışığın mavi bileşenleri burada yansıyarak mavi ışık alıcıya ulaşır (A).
Işığın geriye kalan yeşil ve kırmızı bileşenleri bloktaki ikinci prizmaya gelirler. Burada yer alan dikroik aynada kırmızı bileşen yansıyarak kırmızı alıcıya yönlendirilir (B). Mavi ve kırmızı dikroik aynalardan yansırken yoluna devam eden yeşil bileşen ise üçüncü prizmadan geçerek yeşil alıcıya yönelir (C).
Digital kameralarda kullanılan Görüntü Algılayıcı (Image Sensor)
Görüntü Işık Bölücü Prizmada kırmızı , mavi ve yeşil elemanlarına ayrılıp her rengin kendi özel algılayıcı yongalarına gönderilir. Daha sonra tekrar birleştirildiğinde orijinal renkli görüntüyü oluşturacaktır.
Görüntü algılayıcının (CCD) görevi optik görüntüyü elektronik olarak işlem görebileceği bilgi parçalarına bölmektir.
Her bir algılayıcı (CCD) objektiften gelen ışınları pikseller şeklinde toplayan bir seri transistor’ler dizinidir. Bir çok kayıt özelliğini saptayan CCD’ler Digital kayıt sisteminin anahtarı sayılırlar.1970 yılında Bell laboratuarlarında geliştirilen foto-duyarlı bu küçük parçacıklar üzerlerine düşen ışık miktarlarına eşdeğer oranda elektrik yükü oluşturabilirler. Belirli bir toplama periyodundan sonra bu yük CCD’nin dışına aktarılır.
Digital video kayıt sisteminin bir parçası olmalarına rağmen, film gibi analog ışık yakalayıcılarıdır. Işığa duyarlı silikondan yapılırlar.
Silikon elektronik olarak her biri havuz gibi elektron toplayan piksellere ayrılır. Havuz dolunca boşalır ve elektronlar bir CCD boyunca bir pikselden diğerine hareket ederler.
Digital Kameralarda kullanılan Görüntü Algılayıcıların bir diğer modeli de CMOS (complementary metal oxide semiconductor) algılayıcılardır.
CCD ve CMOS algılayıcılarının her birinin kendine göre artı ve eksileri vardır. Kamera üreticileri kendi kullandıkları modelin üstünlüğünü sürekli savunurlar. Ama birinin diğerinden daha başarılı olduğunu söylemek hala zordur. Her iki algılayıcı da ışığı elektrik yüküne çevirerek bir elektronik sinyal üretirler. CMOS algılayıcılarda her pikselin kendi yük-voltaj dönüşümü vardır ve genellikle yükseltici, gürültü gidericisi ve sayısallaştırma devresi olduğu için yonga Digital Bit’ler üretir. CMOS Üretim maliyeti düşüktür. Güç tüketimi daha az ve kamera-yonga bütünleşmesi daha iyi olduğu için son zamanlarda daha fazla tercih edilmektedir.