Işık enerjinin özel bir şeklidir ve daima bir cisim tarafından yayınlanır.
Işık veren bu cisme “Işık Kaynağı” adı verilir.
Işık uzayda bir dalga hareketiyle doğrusal olarak yayılır.
Maddi bir cisme gereksinim duymaz ve boşlukta da yayılabilir.
Basit bir cam prizma kullanarak da beyaz ışıktan renkli bir tayf elde etmek mümkündür. Prizmadan geçen beyaz ışık kendini meydana getiren bileşen renklerine ayrılır.
Dalga boylarına göre sıralanmış bir aradaki radyasyonlara “Spektrum = Tayf” adı verilir. İnsan gözü bu tayfın ancak belirli bir bölgesine duyarlıdır.
Bu bölge 380nm – 760nm (nm = nanometre, bir uzunluk ölçü birimi) arasında olan Radyasyonların karşılığıdır.
Bu spektrum bölgesinde doğadaki renkler sıralı olarak kolayca ayırt edilebilir. Mor Mavi Yeşil Sarı Oranj Kırmızı
Renk görme duyusu gözün ışığın değişik dalga boylarına verdiği cevaptır. Bir görsel algılama olan renk görme duyusunun oluşması için üç değişik faktörün bir araya gelmesi gereklidir.
- Bir ışık kaynağı
- Bir obje
- Ve bir gözlemci
Işık bir ışık kaynağından yayılarak bir obje üzerine düştüğünde objeden yansıyarak veya objeden geçerek gözlemcinin gözüne ulaşır.
Beyaz bir tabaka kâğıt üzerine düşen beyaz ışığın dalga boylarının hemen hemen tümü eşit bir şekilde yansır.
Siyah obje üzerine düşen ışığın tümünün emilmesi ile, gri ise tüm dalga boyları azaltılmış olarak eşit şekilde yansıtıldıklarında oluşur.
Renkli katı cisimler beyaz ışığın belirli bir bölgesini emerken belirli bölgesini yansıtırlar. Renkli saydam cisimler ise – filtreler gibi – beyaz ışığın belirli bölgesini geçirdikleri için renkli görünürler. Bir kırmızı filtre yeşil ve mavi ışığı emip, sadece kırmızı ışığı geçirdiği için “kırmızı” görünür.
Bir kırmızı gül beyaz ışığın mavi ve yeşil bileşenlerini emerek kırmızı’yı yansıttığı için kırmızı görünür.
Bir sarı papatya beyaz ışığın mavi bileşeni’ni emerek yeşil ve kırmızı bileşenlerini yansıtır. Yeşil ve kırmızı’nın toplamı olarak sarı görünür.
Kırmızı laleler içlerindeki boyar madde pigmentleri yardımı ile beyaz ışığın mavi ve yeşil bileşenlerini emerek sadece kırmızı bileşenini yansıtır.
Sarı laleler ise yine içlerinde bulunan boyar madde pigmentleri ile beyaz ışığın sadece mavi bileşenini emerek yeşil ve kırmızı bileşenlerini yansıtırlar ve “yeşil+kırmızı = sarı” rengi verir.
Yeşil yapraklar ise içlerinde bulunan boyar madde pigmentleri (klorofil) yardımı ile beyaz ışığın mavi ve kırmızı bileşenlerini emerek sadece yeşil bileşenini yansıtarak yeşil renkte görünür.
Benzer şekilde bir mavi filtre içinden geçen beyaz ışığın yeşil ve kırmızı bileşenlerini yutarak sadece mavi bileşenini, yeşil filtre mavi ve kırmızı bileşenini yutarak yeşil bileşenini, kırmızı filtre ise mavi ve yeşil bileşenini yutarak kırmızı bileşenini geçirir.
Fotoğrafçılıkta çok çeşitli ışık kaynakları kullanılır. Fotoğrafik malzemeler belirli renk değerlerine göre kalibre edilmişlerdir. Tekrarlanabilen doğru sonuçlar alabilmek ve bir standardizasyon sağlayabilmek için bu malzemeleri pozlandıracak olan ışık kaynaklarının da tanımlanması gerekir.
Bir ışık kaynağını tanımlayabilmek demek verdiği ışığın şiddetini ve renk kalitesini tanımlamak demektir. İşte bu amaçla renk kalitesini belirtmek için Kelvin cinsinden sıcaklık derecesini kullanırız.
Renk sıcaklık derecesi belirli bir ısıya kadar ısıtılan siyah cismin veya mükemmel bir ışık kaynağının Kelvin cinsinden mutlak sıcaklık derecesi olarak ifade edilir.
Burada mükemmel ışık kaynağından kasıt ısıtıldığında kendisi emme yapmadan ürettiği ışınları tamamen yansıtan kaynak demektir. Böyle bir kaynağın verdiği ışık tümüyle ulaştığı ısı derecesi ile orantılıdır.
Renk sıcaklık derecesi birimi “Kelvin” dir.
1K = 273 + Santigrad Derece ( C )
Gün Işığı ve yapay ışığın spektral nitelikleri birbirinden farklıdır ve her biri de kendi içinde önemli değişiklikler gösterir.
Gün ışığı 5500K renk sıcaklık derecesine sahipken yapay ışık (tungsten ışığı) 3200K renk sıcaklık derecesine sahiptir.
Renk sıcaklık derecesi arttıkça ışığın rengi turuncudan (sıcak renk) maviye (soğuk renk) doğru değişir