YÖNETMEN ERDOĞAN TOKATLI VE SİNEMASI:
Yönetmen Erdoğan Tokatlı 3 Haziran 1939 yılında Denizli’de doğdu ve 5 Haziran 2010 da İstanbul’da yaşama veda etti.
İstanbul’da Galatasaray Lisesi’ni bitirdi.
1958 yılında henüz öğrenci iken lise bünyesinde oluşan Türkiye’nin ilk sinema kulübünün kurucularından biri oldu.
O sıralarda Paris’de “I.D.H.E.C” isimli ünlü (Fransız Yönetmen Louis Malle’de o dönemin öğrencisiydi) bir sinema okulunda okumakta olan ağabeyi Atilla Tokatlının da bu kulübe –örneğin, Paris’te yayınlanan tüm sinema kitaplarını göndermek gibi- büyük katkısı olmuştur.
Üyeleri arasında reklamcı Ege Ernat, oyuncu Ayberk Çölok , Baykal Sezer gibi isimlerin de yer aldığı ve dönemin aydınlarının yakın ilgisini çeken bu sinema kulübünde arşivlerden çıkarılan bir çok filmin (örneğin, Rus sinemacı Sergei Einsenstein filmleri gibi) gösterimi yapılıyor, sinemaları tartışılıyor, Yönetmen ve yazarlarla tanışılıyordu.
O dönem sinema eleştirmenliği yapan Halit Refiğ, Nijad Özön gibi isimler de bu kulübün müdavimlerindendi.
Yönetmen Erdoğan Tokatlı’nın sinema’ya karşı büyük aşkı böylece doğmuş oldu.
Bu bağlamda “Akşam” ve “Tasvir” gazetelerinde, “Pazar Postası” dergisinde sürekli sinema yazıları yayınlandı.
Pratik Sinema yaşamı ise Memduh Ün, Duygu Sağıroğlu, Halit Refiğ, Orhan Aksoy gibi Yönetmen’lere asistanlık yaparak başladı.
Elia Kazan’ın “America America” filminde Yves Boisset’in “Coplan Sauve Sa Peau” filminde ve Maurice Pialat’ın belgesellerinde Yönetmen yardımcısı olarak çalıştı.
1964 yılında Yönetmen’ liğe başlayarak ilk ve en beğendiği filmi olan “Son Kuşlar” filmini çekti.
Senaryosunu Atilla Tokat’lının o dönem eşi olan senarist Ayşe Şasa’nın yine kendine ait “Tren” adlı hikayesinden yola çıkarak yazdığı bu filmin başrollerinde Ediz Hun ve Selam Güneri yer alıyordu.
Filmin yapımcısı ise o dönemin ünlü terzisi Mualla Özbek’tir.
O yıl “Antalya Altın Portakal” film festivalinde en iyi film ödülünü kıl payı kaçıran bu film yeni oyuncu Selma Güneri’ye en iyi kadın oyuncu ödülünü kazandırmıştır.
Selim İleri bir yazısında “Liseli bir genç kızın hayata atılışını yerli dünyamızın acı renkleri ile bezemiş olan bu film, senaryoculuğuma yol açan çalışmalardan biridir” der.
Yönetmen’in Türk Sinemasının klasiklerinden biri sayılan bu filmin ardından “Eşref Paşalı” filmi geldi.
Senaryosunun Yılmaz Güney ile birlikte yazdığı bu filmde Yılmaz Güney, o sıralardaki eşi Nebahat Çehre, Erol Günaydın ve Aydemir Akbaş rol almışlardır.
Yönetmen Tokatlı’nın Türk insanının hem olumlu, hem de olumsuz yönlerini anlattığını söylediği filmin konusu İse kısaca şöyledir;
“Yılmaz Güney’in canlandırdığı karakter Anadolu kökenli insanların yerleştiği Eşref Paşa semtinde yaşayan ve zengin bir müteahhittin kızına aşık olan kendi halinde, çelimsiz, kavgacı görüntüsü vermeyen bir gençtir. Fakat bir gün bu genç mahalleyi haraca kesen kabadayıyı döver. Böylece bir anda semtin bir numaralı adamı olur ve çevresini çeşitli insanlar kaplar.
Filmde yüreğe dayanan gücün paraya dayanan bir güç karşısında ne yaparsa yapsın çaresiz kalacağı ve yenik düşeceği anlatılmaktadır.”
1970’li yıllarda sinemayı kuşatan seks furyası sırasında ödün vermeyerek sinemadan uzaklaşır.
Günaydın ve Saklambaç gazeteleri için fotoroman yapar. Ardından Hürriyet grubunun yayınladığı Kelebek gazetesi için fotoroman üretir. Ayrıca Sezai Solelli ve Erdoğan Sevgin ile birlikte yeni yayına giren “TV’de Yedigün” dergisinde görev alır.
1978’de Ümit Elçi ile birlikte “Focus Films of Turkey “dağıtım şirketini kurdu.
Erdoğan Tokatlı’nın bir büyük başarısı ve Türk Sinemasına tartışılmaz katkısı da bu şirket ile yaptığı çalışmalardır.
İlginç ve kaliteli Türk filmlerini Avrupa ve Dünya televizyonlarına, kimi zaman da sinema salonlarına pazarladı. Kısa sürede yurt dışında tanınan şirket birçok film festivallerine de katılarak Türk Sinemasının adının duyurulmasını sağlamıştır.
“Sürü”, “Düşman”, “Yusuf ile Kenan”, “Bereketli Topraklar Üzerinde”, “Adak”, “Almanya Acı Vatan” “Maden”, “ Kara Çarşaflı Gelin”, “Bedram”, “Arkadaş”, “Umut”, “Bizim Aile”, “Tarkan” gibi filmlerimiz Almanya, İsveç, Norveç, Hollanda, Fransa, Belçika, İtalya, İsviçre, Yunanistan, İran, Mısır, İsrail Hindistan, Cezayir gibi ülkelere satıldı.
Özellikle “Sürü” filmi büyük ses getirdi ve bir Alman kanalı ile “Yılmaz Güney” belgeseli çekildi.
Bu dönemde Louis Marcorelles “Le Monde” gazetesinde “Orada müthiş bir sinema var uzakta” diyerek Türk Sineması hakkında dört gün boyunca yazdı.
Fransızca, İtalyanca ve İngilizce bilen Tokatlı yine bu dönemde 20’ye yakın eseri Türkçe ’ye çevirdi.
1984 de senaryosunu Macit Koper’in yazdığı “Fidan” filmi ile sinemaya döndü.
Başrollerde Fikret Hakan, Nur sürer, Talat Bulut, Asuman Arsan ve Güler Ökten gibi oyuncuların yer aldığı, hem olumlu hem de olumsuz eleştiriler alan bu filmde, yaşamını seyyar köftecilik yaparak kazanan tutucu bir baba ile çağdaşlaşmak isteyen kızı arasındaki kuşak çatışması akıcı ve duru bir anlatımla sergilenir.
Fidan’ın ardından “Güneşe Köprü”, “72. Koğuş”, “Sıcak Tatlı Yaz” ve “El Kapıları” gibi ilginç filmleri yönetti.
1989 da TRT için her biri 52 dakikalık 2 bölüm halinde “Çaylar Şirketten” isimli mini diziyi, 1996 da
yine TRT için her biri 50 dakikalık 10 bölümden oluşan “Seni Bekleyeceğim” dizisini yönetti.
Yönetmen Erdoğan Tokatlı’nın en sevdiği çalışmalarından biri olan “Çaylar Şirketten” aslında bir televizyon filmi olarak tasarlanmış fakat TRT bunu 2 bölüm halinde bir mini dizi olarak göstermiştir.
Başrollerinde Halil Ergün, Yalçın Gülhan, Aydemir Akbaş, Meral Oğuz ve Niigün Akçaoğlu gibi sanatçıların yer aldığı filmin senaryosu, Refik Durbaş’ın aşağıdaki şiirinden yola çıkarak Yasemin Yazıcı ile birlikte oluşturulmuştur;
“Çaylar şirketten
İskelenin önü bir araba müşteri
Bir dizi otobüs
Arka camlarında bir sürü resim bir sürü yazı
Asaletin yeter Eşref Abi
Hepinizden dertliyim, ayrılık rüzgârı yeni esti
Serden olmasa al aşkımı at bagaja
Muhatabım kara tren”
1990 yılında çektiği “Boynu Bükük Küheylan” filmi Tokatlı’nın en son sinema filmidir.
Başrollerinde Kemal Sunal, Füsun Demirel, Aydan Burhan ve Murat Gürel’in yer aldığı filmin senaryosu da Erdoğan Tokatlı’ ya aittir.
Filmde, kapıcılık yapan dört çocuklu ve iki karılı Küheylan’ın hikayesi anlatılır. İlk karısı Asiye evlere temizliğe gider ve parayı kocasına getirir. Küheylan daha sonra beğendiği Gülbahar’ı Asiye’nin üzerine kuma alır.
Gülbahar Asiye’nin fal bakma yeteneğini keşfeder ve iki kadın falcılıktan para kazanmaya başlayarak Küheylan’ı terk ederler. Hikâye evin büyük oğlu Osman’ın ağzından ince bir hiciv ile eğlenceli bir şekilde anlatılır.
Erdoğan Tokatlı ayrıca 1991’lerde Tele On’ da yayınlanan 26 bölümlük “Belkıs Hanımın Konağı”
Dizisini yönetti. Bunu Kanal 6 için yapılan “Mahallenin Muhtarları” dizisi ve 1998’lerde yönettiği “Çiçek Taksi “ ve “Marziye” dizileri izledi.
Tokatlının son dizi çalışması ise TRT ile Film Yön arasındaki protokol çerçevesinde gerçekleştirilen
Yazar Muzaffer İzgü’nün “Dilber” isimli eserinden uyarlanan ve her biri 56 dakikalık 4 bölümden oluşan mini dizidir.
Kendi ağzından sinemaya bakışı;
“Belirli bir dönemde çektiğim filmleri ve yazdığım senaryoları o zaman dilimi içinde beni etkileyen duygu ve düşüncelerime, ilgi alanlarıma göre yaptım. Kafamda ne varsa , hangi problem meşgul ediyorsa , duygusal olarak ne hissediyorsam onlar beni yönlendirdi.
Filmlerimde özellikle bir mesaj vermek kaygım olmadı. Mesajın çok açık olmasına gerek yok. Hayatta nerede bir “elem” varsa orada bir hikaye ve mesaj zaten vardır. Hayattan dokunaklı bir kesimi alır ve iyi anlatabilirseniz o kendiliğinden mesaj olur. (Nitekim; “Fidan”, “72. Koğuş”, “Seyyid” gibi filmlerinde toplumun kanayan bir yarasının ve sosyal sorunların başarıyla işlendiğini görüyoruz.) Hiçbir zaman rast gele bir konu seçmedim. Filmin konusunun bir albenisi olmalı, film akıp giderken seyirci kendi yaşamını onunla kıyaslayabilmeli ve konunun içine girebilmelidir.
Benim için karakterler de çok önemlidir, filmde seyircinin sevip benimseyeceği canlı ve yaşayan karakterler çizmek isterim. Bu da büyük ölçüde oyunculara ve ekibe bağlıdır. Eğer oyuncular ve ekip sizi iyi anlarsa tam bir takım çalışması ile siz kıralı oynamadan kendiliğinden ortaya iyi bir iş çıkar.
Kısaca anlatmam gerekirse Behçet Necatigil’in şu dizeleri benim için iyi bir filmin nasıl olacağını çok güzel açıklıyor;
“Çoklarında düşüyor da bunca
Görmüyor gelip geçenler
Eğilip alıyorum
Solgun bir gül oluyor dokununca
Alıp alıp geliyorum
Uyumuyorum bütün gece
Kımıldıyor karanlıkta
Ne zaman dokunsam
Solgun bir gül oluyor dokununca”
Filmografi:
Filmleri ve TV Dizileri – Yönetmen:
Son Kuşlar – 1965
Eşrefpaşalı – 1966
Üç Öfkeli Adam -1971
Konuşan Katır At Yarışlarında – 1971
Biz Belayı Severiz – 1972
Bir Aşk Bin Ölüm – 1972
Hakikat – 1972
Fırtına Kemal – 1972
Zalim kartal – 1973
Tuzak – 1973
Tek Kollu Bayram – 1973
Aşka Dönüş -1981
Fidan – 1984
Seyyid – 1985
Suçumuz İnsan Olmak – 1986
Sıcak Tatlı Yaz – 1986
Güneşe Köprü – 1986
Yasemin – 1987
- Koğuş – 1987
Menekşeler Mavidir – 1987
Günah Gecesi – 1987
Sevgili Bayan – 1988
El Kapıları – 1988
Çaylar Şirketten – 1989
Boynu Bükük Küheylan – 1990
Elif Ana – 1991
Belkıs Hanımın Konağı – 1992
Mahallenin Muhtarları – 1992
İnsanlar Yaşadıkça – 1992
Sevgili Ortak – 1993
Rumuz Sev Beni – 1993
Küçük Kaçamaklar – 1995
Yalı – 1995
Çiçek Taksi – 1995
Marziye – 1998
Dilber – 1999
Baldız Geliyorum Demez- 2002
Filmleri – Senaryo:
Ekmek Parası – 1962
Aşka Susayanlar – 1963
Süper Adam – 1971
Nasreddin Hoca – 1971
Namus ve Silah – 1971
Konuşan Katır At yarışlarında – 1971
Üç Öfkeli Adam – 1971
Hakikat – 1972
Fırtına Kemal – 1972
Biz Belayı Severiz – 1972
Bir Aşk Bin Ölüm – 1972
Zalim Kartal – 1973
Tuzak – 1973
Tek Kollu Bayram – 1973
Fidan – 1984
Dönme Sevgilim – 1985
Güneşe Köprü – 1986
Sıcak Tatlı Yaz – 1986
Suçumuz İnsan Olmak – 1986
Yasemin – 1987
Menekşeler Mavidir – 1987
- Koğuş – 1987
Sevgili Bayan – 1988
El Kapıları – 1988
Çaylar Şirketten – 1989
Boynu Bükük Küheylan – 1990
Elif Ana – 1991
Rumuz Sev Beni – 1993
Sevgili Ortak – 1993
Kaynak: Erdoğan Tokatlı ve Reyhan Tokatlı.